Sanat Seni At!

0
84
Sanat Seni At!
Sanat Seni At!

Sanat öyle bir gizemli bir sihirdir ki kim hakikaten ciddi anlamda sanat ile ilgilenirse onun dönüşümü kaçınılmazdır. Sanat ile tüm kapris ve bencilliklerimiz sona erecektir. Toplumsal açıdan da başka toplumlara karşı daha farklı bakış açıları geliştirebileceğiz.

Her toplumun kendine has bir sanat görüşü vardır. Bir toplumu da bu yönü muhakkak farklı ve değerli kılar. Ancak toplumlar birbirinden yine de sanatın ışığıyla beslenip zenginleşirler. Globalleşme yani koca dünyanın küçük bir kasabaya dönüşümü de yine sanatın evrenselliğiyle yakından ilgilidir. Sadece bizim yerel sanatımız değerlidir, üst başlığı ile yapılan tüm yorumlar bir müddet bizi idare etse de kısa zamanda kısır döngü yaşarız. Bakınız ne diyor Celaleddin Rumi: “Bir ayağınız kendi değerlerinizde diğer ayağınız başka kültürlerde olsun. Pergel misali olup tüm toplumları kucaklayınız…” Gönül insanı ne güzel özetlemiş. Aslında gönül insanları gibi tarihte yaşanan her bir vakıa bizim için bir eğitmendir. Mesela biliyor muydunuz, İngiltere’yi güçlü bir krallık haline getiren 1. Elizabeth, sanata sanatçıya çok değer vermiştir.  Kendisini çok hiciv eden Wilheam Shakespeare‘i  alkışlamıştır. 16.yy.dan günümüze aktarılan bu tarihi bilgi ışığında bir de günümüzün liderlerine bakalım. En ufak bir karikatürden dolayı mahkemeye başvurup sanatsal hoşgörüye sahip olunmaması… Büyük devletlerin hep ufukları geniş olmuş sanatın her çeşidini desteklemişlerdir.

Osmanlı Devleti’nin yıkılmasının en önemli nedenlerinden biri de pergel misali olmayıp çağını takip edemeyerek ilim ve sanattan kopmasıdır. Fikir dünyasını farklılıklara kapatması çağını takip edememesi koskoca bir devletin yıkılıp tarihten silinmesini hızlandırmıştır.  Artık yabancı oyunlar ülkemizde oynanmayacak haberini okuduğum zamandan beri farklı bir endişe içindeyim. İlk paragrafta da belirtmeye çalıştığım gibi bir milletin elbette ki kendine has sanatsal dünya görüşü vardır ve olmalıdır. Ne var ki hayatımızın kendimizin toplumsal yönümüzün zenginleşmesi için başka kültürlerin de oyunlarını izlemeliyiz.  Sanat içimizdeki bencilliği atan evrensel bir sevgiye kapı aralayan sihirli bir güçtür. Metin Akpınar ile rahmetli Zeki Alasya’nın , ‘Yasaklar’ adlı tiyatro oyununu hepimiz izleyelim. Yıllar önce oynanan oyun aslında yıllar öncesinde kalmamış ve günümüze de ışık tutmuş. Duygularıma adeta tercüman olmuş gibi, nasıl mı? Dini inançlar sanatsal eserler siyasetin penceresinden ne kadar uzak olursa sanat bizim daha da kişilikli dindar özgür bireyler olmamıza vesile olacaktır.

Sanattan kopmamak sanatın evrensel sevgisine ortak olabilmek dileğiyle…