Ayvalık’ta en görkemli iki mimari eser hiç şüphesiz ki Çınarlı Cami ve Saatli Cami’dir. Bugün hala cami olarak kullanılan yapılar, 19. yy’ın ikinci yarısında birer kilise olarak inşa edilmiştir. 20. yy’ın ilk yarısında ise bölgenin Rum nüfusunun gitmesiyle birer camiye dönüştürülmüştür. Bölgenin tipik mimari malzemesi sarımsak taşından inşa edilmişlerdir. Dış cepheler; pilastırlar, bordürler, sütunçeler, alçak reliefler, iyon ve korint nizam sütun başlıkları ile süslenmiştir. Çınarlı Cami’nin (Agios Yorgios) iç mekanında ikonastasisi hala ayaktadır. Saatli Cami’nin (Agios Yannis) ise dışında hala çan kulesi ayaktadır. Çan kulesindeki saatten adını alır. Çınarlı Cami inşa edildikten sonra bir daha bu boyutta bir mimari eser üretilmemiştir. Camiye çevrildikten sonra ikonlar atılmış, ikonaların üzeri boyayla kapatılmıştır. Buna rağmen bu mimari eserler Ayvalık’taki diğer mimari eserlere göre çok daha iyi durumdadır. Çünkü hala kullanıma açıklardır.

Çınarlı Camii (Agios Yorgios) ve Saatli Camii (Agios Yannis), Ayvalık.
Çınarlı Camii (Agios Yorgios) ve Saatli Camii (Agios Yannis), Ayvalık.

Yazıma bölgenin en tanınan bu iki mimari eseriyle başlamak istedim. Çünkü Ayvalık’a gelen ziyaretçiler, tarihi kent dokusu yerine genellikle Sarımsaklı Plajı, Şeytan Sofrası gibi doğa harikalarına ilgi gösteriyor veya Cunda’nın hareketli gece hayatına akın ediyor. Bunda ziyaretçileri suçlamak çok da doğru olmaz. Çünkü Ayvalık’ın turizm tanıtımlarında Saatli Cami veya Çınarlı Cami’den söz edilmez. Tarihi kent dokusunu böylesine korumuş olan bir şehrin mimari yapılarının bu kadar ihmal edilmesi de aşırı üzücü. Kaldı ki Türkiye, turizm, restorasyon gibi kavramları da yan yana koyduğumuzda artık gerçekten korkar olduk. Ancak bunlarla birlikte kültürel mirasımızın yok olup gitmesine de izin veremeyiz. Restorasyonu gerekli mimari yapılar, aslına uygun restore edilmeli, şehrin modern gereksinimleri de en göze batmayacak şekilde karşılanmalıdır. Özellikle sahil şeridindeki kent dokusuyla uyumsuz yapılar yıkılmalı, sahil şeridi gece gündüz yaşayan bir yer haline getirilmelidir.

Agios Yorgios Kilisesi’nin ikonastasisi.
Agios Yorgios Kilisesi’nin ikonastasisi.

AYVALIK’TA ÖRNEK TARİHİ BİNA KULLANIMI

Ayvalık’ta 20. yy’ın başlarında; 22 zeytinyağı fabrikası, 30 sabunhane, 80’e yakın değirmen, 11 kilise, 6 okul, 6 eczane, 11 mahallede 4607 konut ve 4 ayrı çarşıda 1.000 civarında dükkan bulunuyordu. Bu yapıların elbet de bir bölümü günümüze ulaşamadı. Kent görkemli mimari dokusunu 18. yy’da Osmanlı’dan aldığı özerklik sayesinde oluşturabilmiştir.

Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı, Cunda Adası.
Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı, Cunda Adası.

Ayvalık’ın tarihi mirasına yeteri kadar dikkat edilmemesine karşın, oldukça güzel işlevlendirilmiş tarihi binalar da var. Birkaç örnek verecek olursak, Sanat Fabrikası tarihi bir zeytinyağı fabrikasına kurulmuş. Bugün Ayvalık Sanat Derneği tarafından tiyatro çalışmaları ve diğer sahne sanatları için kullanılıyor. Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı, Agios Yannis Kilisesi’nin şapelinin restorasyonu ve yanındaki değirmenin rekonstrüksiyonuyla oluşturulmuştur. 2007 tarihinde hizmete girmiştir. 19. yy’da, Cunda’da inşa edilen Taksiyarhis Kilisesi oldukça kötü durumdaydı. 2014 yılında Ayvalık Rahmi M. Koç Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Ayvalık’ın bilinen ilk kilisesi olan diğer Taksiyarhis Kilisesi 20. yy’da uzun süre tekel deposu olarak kullanılmıştır. 2013 yılında Taksiyarhis Anıt Müzesi olarak hizmete açılmıştır.

Agia Triada Kilisesi, Ayvalık.
Agia Triada Kilisesi, Ayvalık.

AYVALIK’TA İHMAL EDİLEN TARİHİ BİNALAR

Agia Triada Kilisesi, 18-19. yy’larda inşa edilmiş olmalıdır. Mahalli bir kilisedir. Kilise, mübadeleden sonra boş kalmış, uzun süre Tütün Deposu olarak kullanılmış ve Bursa Koruma Kurulu tarafından Ayvalık Belediyesine devredilerek 2012 yılında kazı çalışmalarına başlanması için Balıkesir Müze Müdürlüğü tarafından görevlendirilen Tarkan Özel ve Uygur Akın kazı çalışmalarına başlamıştır. Ayvalık Belediyesinden Ali Akdamar kontrollüğünde yapılan kazılarda kilisenin ön tarafından kazılar yapılmıştır. Kilise Koruma Kurulu kararıyla 1989 yılında 1. Derece Arkeolojik SİT Alanı olarak tescillenmiştir.

Agia Varvara Kır Şapeli, Ayvalık yakınları.
Agia Varvara Kır Şapeli, Ayvalık yakınları.

İzmir yolunda, mezarlık yanındaki Agia Varvara Şapeli bugün özel mülkiyetin içerisinde kalmıştır. Kent merkezinden uzakta bulunan bir kilisedir. Genellikle kilise diye anılır ama boyutları bakımından şapel olarak nitelendirmek daha doğrudur. Kır Şapeli olarak da anılmaktadır. Ne yazık ki atıl durumda, öylece onarılmayı beklemektedir.

13 Nisan Caddesi’nde bulunan tarihi evler.
13 Nisan Caddesi’nde bulunan tarihi evler.

Ayvalık’ın tarihi konut repertuarı, oldukça gösterişli dış cepheleri olan taş evlerden, ahşap-kerpiç karışımı klasik cumbalı Osmanlı evlerinden ve boyutları ve malzemesi değişebilen daha basit köy evlerinden oluşur. Genellikle evler bir ya da iki katlıdır. Bir de kot altı veya 3 katlı düzenleme görülebilir. Kıyıdan yukarılara çıktığınızda, günümüz çarşısının sınırlarından çıktığınız zaman bile sizi tüm ihtişamıyla tarihi Ayvalık evleri karşılıyor. Yukarıdaki görselde bulunan taş evin iki katlı cephe süslemelerine şöyle bir bakarsak; sütunçeler, bordürler, çerçeveler içerisinde geometrik motifler, iyon sütun başlıkları, köşedeki dikdörtgen blok dizilimi gibi çok sayıda elemanın bir arada, yoğun olarak kullanıldığını görüyoruz. Evlerin kapılarının da oldukça süslü olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca bazı evlerin kapılarının üst kısımlarında tarihler yazmakta. Bir dönem korunmak için pencerelere üçgen prizma şeklinde demirler takılmış. Bu demirlere Ayvalık’ta, 1976 yılında çekilen, Tuzak isimli filmde de rastlıyoruz. Günümüze az sayıda örneği kalmıştır.

13 Nisan Caddesi’nde bulunan tarihi evler.
13 Nisan Caddesi’nde bulunan tarihi evler.

ÇEVRE ADALARDA İHMAL EDİLEN TARİHİ BİNALAR

Ayvalık’ın çevresinde irili ufaklı bir çok adacık bulunuyor. Özellikle küçük adacıklara kilise ve manastırlar inşa edilmiş olduğunu görüyoruz. Bu kısımda birkaç yok olmaya yüz tutmuş ada mimari eserinden bahsedeceğim.

Despot Evi, Cunda Adası.
Despot Evi, Cunda Adası.

Despot Evi Cunda’nın en önemli mimari eserlerinden biridir. Yunanistan’dan Cunda’ya gelen despot tarafından 1862 yılında inşa edilen tarihi bina, 1877’de despotun hırsızlar tarafından öldürülmesinin ardından Osmanlı Devleti’nce satın alındı. Bir süre hükümet binası olarak kullanılan Despot’un Evi, 1921 yılında çocuk yurdu (o dönemki adıyla öksüz yurdu) olarak kullanıldı. 1980 yılında çocuk yurdunun yeni binasına taşınmasıyla Despot’un Evi kaderine terk edildi ve bugüne kadar boş kaldı. Zaman içerisinde bakımsızlık nedeniyle çatısı çöken ve harabeye dönen tarihi bina bugünlerde restore edilmeyi bekliyor.

Panaya (Meryem Ana) Kilisesi, Cunda Adası.
Panaya (Meryem Ana) Kilisesi, Cunda Adası.

1858 yılında inşa edilmiş olan Panaya kilisesi, adada inşa edilen ilk kilisedir. 1922 yılına kadar ibadete açık olan kilise, mübadeleden sonra kendi kaderine terk edilmiştir. İbadete açık olduğu dönemde, içerisinde birçok ikon bulunan Panaya kilisesi, zamanla ilgisizliğin de etkisiyle yıkılmıştır. Günümüzde mevcut olmayan çan kulesi ise kiliseden sonra inşa edilmiş olup çok yüksek değildi. Üç duvarı ayakta olan kilisenin iç süslemeleri tamamen tahrip olmuş durumdadır.

Tarihi Cunda Evleri.
Tarihi Cunda Evleri.

Tarihi Cunda evleri de, tarihi Ayvalık evleri gibi oldukça ihmale uğramıştır. Mimarileri bölgenin genel konut mimarisiyle aynıdır. Yukarıdaki fotoğrafta Ayvalık’taki evden daha yalın süslemeye sahip olan, üçgen alınlıklı bir Cunda evi görüyoruz.

Çamlı Manastırı, Cunda Adası.
Çamlı Manastırı, Cunda Adası.

Cunda’da bulunan Çamlı Manastırı, 18. yy’da inşa edilmiştir. Manastır avlusuna bitişik olarak bir ahır, fırın ve su ihtiyacı için dört kuyusu ve ayrıca bir sarnıcı bulunmaktadır. Avlu içinde ise bir kilise bulunmaktadır. Manastır 1944 yılındaki depremle ağır tahribat görmüş ve yıkıntı halini almıştır. Kilisenin duvarları ise demir destekleri alınmasına rağmen duvarları ayakta kalmayı başarmıştır.

Taşlı Manastır, Tmarhane Adası.
Taşlı Manastır, Tmarhane Adası.

Tımarhane Adası’ndaki Taşlı Manastır olarak anılan Agia Paraskevi Manastır Şapeli’nin, eskiden akıl hastalarını iyileştirici gücü olduğuna inanılırmış. Bugün ne yazık ki oldukça korumasız halde. Kilise adını hemen dibindeki büyük kayadan alır.

Vaftizci Yahya Manastır Kilisesi, Tavuk Adası.
Vaftizci Yahya Manastır Kilisesi, Tavuk Adası.

Tavuk Adası üzerinde Vaftizci Yahya’ya adanmış büyük bir manastır bulunuyor. Manastırda görev yapan ilk rahip, Neofitos’tur. Bu neden önemlidir diye soracak olursanız, onun görev süresini biliyor oluşumuz bize manastırın 17 yy. veya öncesinde inşa edildiğini gösteriyor. 1948 yılında manastır kim olduğu bilinmeyen birileri tarafından dinamitlenerek ağır tahribata uğratılmıştır.

Vaftizci Yahya Manastır Kilisesi, Tavuk Adası.
Vaftizci Yahya Manastır Kilisesi, Tavuk Adası.

Güvercin Adası’ndaki Aya Yorgi Manastırı eskiden korsanların kaçakçılığı bırakınca günah çıkarmak ve yaşamak için sığındığı bir manastırdı. Günümüze kalıntıları diğerlerine nazaran daha sağlam ulaşmıştır. Vahşi güvercinlerin yaşamak için seçtiği ada bu yüzden güvercin adası olarak anılır. Kalıntıları bu kadar sağlam günümüze ulaşmış olan ada ne yazık ki bugün hala ihmal edilmektedir.

SONUÇ

Ayvalık’ta çok büyük bir Rum mirası bulunuyor. Gerek konut mimarisi açısından, gerek dini mimari açısından çok önemli ve gösterişli mimari eserlere sahip. Bunun yanı sıra zeytinlikleri, plajları, adaları, boğazı, limanı, ormanları ve tepeleriyle de oldukça zengin bir coğrafya. İstanbul’un silueti minareleri ve camileriyle ünlenmiştir. Ayvalık’ın da kiliseleri ve zeytinyağı fabrikalarının bacaları da aynı derecede önemli bir kimlik oluşturur. Ayrıca bu yazımda bahsetmediğim birçok mimari eser bulunuyor. Ayvalık’ı gezerseniz; sokaklarında çeşmeleri, Ayazma Kilisesi (Faneromeni Kilisesi, içinde olduğuna inanılan kutsal sudan ismini alır.), Hayrettin Paşa Camii (19. yy kilisesidir. Yanında Hıristiyan okulları vardır.), Hamidiye Camii (bölgedeki ilk orijinal cami yapısı.), Portaitissa Kilisesi, Panaya Manastırı (restore edildi.), Ay Işığı Manastırı (bugün harap halde.) gibi pek çok önemli mimari eserle karşılaşmanız mümkün olabilir. Ayvalık, Altınova, Küçükköy ve Midilli’yi içine alan bölgede benzer kent dokuları karşımıza çıkıyor. Ne yazık ki içinde bulunduğumuz son iki yüz yılda kentlerimizin dokularını oldukça bozduk. Ayvalık ve civarındaki dokuysa tıpkı Safranbolu’da olduğu gibi günümüze ulaşabildi. Bu nedenle yok olmaya yüz tutmuş onlarca mimari eserin restorasyonu, Safranbolu’da olduğu gibi turizmimize de büyük katkı sağlayacaktır. Ancak restorasyon facialarından korktuğumuz bu günlerde, restorasyonun uzman kişilerce, doğru bir biçimde yapılması da hayli önemlidir.

KAYNAKÇA

  • AKA, D., Ayvalık İktisadi Coğrafyası. İstanbul, Ülkü Matbaası, 1944.
  • AYVALIK’TA ŞEHİRCİLİK ARAŞTIRMALARI. İTÜ Şehircilik Kürsüsü Yayınları, Fakülteler Matbaası. s.116, İstanbul, 1962-63.
  • BAYRAKTAR, B., Osmanlı’dan Cumhuriyete Ayvalık Tarihi. AKDTYK Atatürk Araştırma Merkezi, s.108, Ankara, 1998.
  • ERİM, H., Ayvalık Tarihi. Güney Matbaacılık Ve Gazetecilik T.A.O. s.12, Ankara; 1948.
  • UÇAR,H.,GÜNEY,Y., Ayvalık’ta 19.Yüzyıl Ahşap Konstrüksiyonlu Rum Ortodoks Kiliseleri. Balıkesir Üniversitesi. BAÜP Destekli Bilimsel Araştırma Projesi. s.13, Balıkesir 2007.
  • AKIN, B. (2001) Kentli Ayvalık, Küçükköy Belediye Başkanlığı Kültür Yayınları, İzmir
  • İPEK, G. (2003) Ayvalık Tarihi Kent Merkezindeki Kiliselerin İncelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir.
  • Akın, Berrin. (2009, 17 Ekim). Ayvalık Kent Mimarisi. Erişim Tarihi: 24 Ocak 2017, ayvalik-place.com/ayvalik
PAYLAŞ
Önceki İçerikZeitgesit, Sex ve Forklift
Sonraki İçerikUzay
Tolga Değerlier
Tolga Değerlier, sanat tarihçisi ve seyahat fotoğrafçısıdır. 1997 yılında İstanbul’da doğmuştur. 2019 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sanat Tarihi Bölümü’nden mezun olmuş ve üniversite yıllarında Sinop Balatlar Kazısı’nda görev almıştır. Yurtiçi ve yurtdışı gezilerinde fotoğraf çekmekte ve özellikle de mimari kimlikler üzerine yoğunlaşmaktadır. Sanat tarihi çalışmalarına da devam etmekte; Orta Çağ Batı Sanatı, Geç Orta Çağ’da Doğu Akdeniz sanatı ve modern sanat akımlarında Orta Çağ reprodüksiyonları üzerine araştırmalar yapmaktadır.