Herkesin Bir Kumrusu Var

0
530
Herkesin Bir Kumrusu Var

Sus pus şehrimize dönüyorduk.Tek kişilik yolculuğum Kumru’yla iki kişilik zaman yolculuğuna dönüşmüştü.Yol boyunca karnımdaki camdan kuğunun yavaşça kırıldığını hissediyordum.Kan kaybediyordum sanki.Yolculuğumuz şehirden şehire,tarihten tarihe sürüklüyordu bizi.Kumru’nun küçük siyah gözleri vardı.Gözlerinden zeytin dalları düşürüyordu toprağa.Toprak zeytin kokuyordu. Toprağın zeytin kokusuna büründüğü bir günü daha hatırlıyorum.

Beyaz vapurun korkuluklarına yaslandığım o gün.Martılara simit atmayı beceremediğim,her kırıntının denizin derinliklerine sürüklendiği gün.O gün henüz ‘ben’ değildim.Kimliğimi kaybetmiş gibiydim.Bomboş bir yaşamın pençesindeydim.Boşluğuma sızan deniz kokusunu hatırlıyorum.Aslında yarattığım bu boşluğun kendi seçimim olduğunu da.Çünkü en kolay olanı biliyordum.Çünkü unutmanın bir lütuf olduğunu biliyordum.Çünkü ‘Bilmiyorum.’ diyebilmenin,özgürlük olduğunu biliyordum..

Bir şifacının peşine düşer gibi düştüm onun peşine.Kendimden habersizdim. Fakat yolun akibetinin bilincindeydim.Korkuyordum.

Beni anlayabiliyor musunuz?

Anlamıyorsunuz.Onu yitirmenin korkusunu bilebilseydiniz,anlayabilseydiniz şayet o gün her şeyi ardımda bırakır,sadece giderdim.Ardıma dahi bakmazdım. Alabildiğine giderdim..

Yapamadım.Bırakamadım.Kumru içimde büyüyen bir yara gibiydi.Yara iyileşmeden nereye gidebilirdim ki? İçime,içimden daha derin bir yere yerleşmişti bu yara.Ve vücudumu saran bir enfeksiyon gibi kemiklerimi ağrıtıyordu.Midemde acı bir zehire dönüşüyor,burnumu sızlatıyor,gözlerimi yakıyordu..

Kumru:Güvercinler takımından;güvercinden küçük,boz,gri renkli bir kuş. (Streptopelia)

Kumru’nun içime yerleştiği o günden bir anımı hatırlıyorum.Günlüğümün sepya sayfaları arasına sıkışıp kalan bir tüy tanesini ve ardındaki bu dizeleri;

(11 yaş günlüğümden)

“Bir gün topraklarımıza uğrarsan beni bulacaksın Kumru.Çünkü sen benim arkadaşımsın.Annem ve babamın ikinci çocuğusun.Seni kardeşim gibi,oyuncak trenim gibi seveceğim.Pencerenin önüne her gün ekmek bırakacağım. Acıkmışsındır.Karnını doyurursun.Kumru,geleceksin değil mi? Söz ver bana. Geleceksin değil mi?”

Siz hiç 20 yıl boyunca bir ‘Kumru’yu beklediniz mi?

Babanızı,anneninizi,kardeşinizi bekler gibi.Yada dostunuzu,aşık olduğunuz kadın veya erkeği bekler gibi..

Biliyorum beklediniz.Çünkü herkesin bir ‘Kumru’su vardı.

Yarı kesik ıslığım sana ulaşabilmek için Kumru.Sen benim bir asırlık özlemimsin çünkü.Çünkü sana ulaşırsam dünyanın bütün ölü çocuklarını unutabilirim.Çünkü o zaman erken ölümleri kabullenebilirim.Göğe,yere korkmadan gözlerimi çevirebilirim.Sana ulaşırsam tahtadan beşikte üzerime yakılan ağıtları unutup,türküler söyleyebilirim.

Çığlığı tren ıslığına karışan babamı,

Gözlerine deniz tuzu çöken kardeşimi,

Rüzgarda bir ıslık gibi duyulan dostumun sesini,

Cam buğularına adını yazdığım sevdiğimi,

Ve seni kumru,

Yalnız seni,

Sırtımda bir yük gibi değil,

Omuzlarıma değen bir ağaç dalı gibi taşıyabilirim.

Sen pencereme kon.Penceremden ismini bilmediğim nehirlerin ötesindeki topraklara uç.Uç uçabildiğin kadar sınırsız gökyüzünde.Benden selam götür bütün denizlere.Bütün dünya çocuklarının umut dolu gözlerine.. Gözlerimdeki çocukluk özlemini,kumruların kanat çırpışını denize bırak.Kıta kıta uç.Gözlerim savrulsun dünyanın bir kıtasından öbür kıtasına..

Uç Kumru,uç!

PAYLAŞ
Önceki İçerikBillur Tansel ile Röportaj
Sonraki İçerikElsa’nın elleri, Louis Aragon
Bensu Buket Osmanoğlu
1995 yılında Kars'ta doğdu. Üniversiteyi İstanbul'da okuyor. Keman çalıyor, tiyatroyla ilgileniyor. fotoğraf çekiyor, bir de kitap yazıyor ama henüz kitabı yazım aşamasında :)