Sevmek Çok Mu Zor?

0
144
SEVMEK ÇOK MU ZOR?
SEVMEK ÇOK MU ZOR?

Genç adam sırtını tepenin en ucunda bulunan ağaca dayamıştı. Uzakta koşturan çocuklara baktı. Bir tanesi sebepsizce son gücüyle koşuyordu. Bir şeylerden kaçarcasına canını kurtarmaya çalışırcasına koşuyordu. Hayallere daldı genç adam. Annesinden yediği azarlar aklına geldi. Sırtına hiç istememesine rağmen annesi tarafından koyulan havluları getirdi aklına. Bir anda omzunda bir el hissetti.

“Hadi gidelim artık.” Dedi Kirpik tanesi.

Kirpik tanesi en parlak yıldızları kıskandıracak parlaklıktaki gözlere sahipti. Kirpikleri oldukça uzun ve kıvrımlıydı. Bu kadının gözlerine baktıktan sonra gözlerinizi başka bir yana çevirmek neredeyse imkansızdı. İnsanın içini ısıtan koyu kahverengi gözlere, kıvrımlı uzun kirpiklere, esmer,  pürüzsüz ve parlak bir tene, uzun ince parmakların bir araya gelerek oluşturduğu naif ellere sahipti bu kadın. Genç adam ve Kirpik tanesi tepeden yavaşça yürüyerek yolda indiler. Yol kenarında ki motosiklete yaklaştılar. Genç, kaskı takması için Kirpik tanesine yardım etti ve motosiklete binip yola çıktılar. Gün batarken, yolun iki tarafına da sıralanmış olan uzun ağaçların arasından gelen gün ışığı ve rüzgarın bahşettiği tarifsiz bir özgürlük hissi ile gencin evine kadar sürdüler. Eve vardıklarında genç motosikletini park ederek evinin kapısına doğru ilerledi. Elini cebine atarak anahtarını almak isterken her zaman olduğu gibi anahtarını yere düşürdü. Bunun sebebi ise motosiklet eldivenlerini her defasında çıkarmayı unutmasıydı. Eve girdiler, ceketlerini asarak salondaki siyah deri koltuğa attılar kendilerini. İç tasarımı ahşap olan eskiyi andıran bahçeli bir evi vardı gencin. Salonda yerden tavana kadar bir cam vardı. Güneş batmış ve o camdan sokak lambasına bakarak ikisi de dalmıştı hayallere. Kirpik tanesi oldukça mantıklı düşünebilen ama yeri geldiğinde çocuklaşmayı seven bir kadındı. Bir anda sarı sokak lambasının ışığından kayıp geçen bir iki tane kar tanesi gördüler. Kirpik tanesi bir anda havaya zıplayarak:

“Kar yağıyor, kar yağıyor. O zaman ben kahveleri yapıyorum ve hafif bir müzik açıyorum.” Diyerek gencin yanından uzaklaştı. Genç, Kirpik tanesine göre daha ağır başlı ve melankolik bir yapıya sahipti. İki elinde kahvelerle ve bir kolunda battaniye ile dağınık kıvırcık saçlarıyla geldi ve kahveleri sehpa ya koydu, koltuğa uzanıp başını gencin kucağına koydu. Altta hafif bir ‘Chet Faker’ parçası çalmakta ikili kahvelerini yudumlayarak sokak lambasının önünden birbirlerine çarpmadan geçip giden kar tanelerini izlemekteydiler. Genç kendine sordu bu kadını sevip sevmediğini ama kesin bir cevap alamadı. Onun için gözleri parlayan her türlü hale bürünebilen bu kadını sevip sevmediğini kendi kalbine söylemek bu kadar zor olmamalıydı.

 

PAYLAŞ
Önceki İçerikSizin de Bayram Hatıranız Var Mı?
Sonraki İçerik“Sanat Toplumsal Hayatın Aynasıdır.” Plehanov
Okan Yavaş
1993 yılında Bodrumda dünyaya geldim. Liseye kadar olan öğrenimimi Bodrumda tamamlayıp Ankara Bilkent üniversitesini kazandım. Edebiyata ve dile olan tutkumdan dolayı orayı bırakarak Karabük Üniversitesi İngiliz dili ve edebiyatı bölümüne geldim. Yazmakta olduğum bir kitabım ve tamamlanmış onlarca şiirim mevcut.