Pazar Hikâyeleri -3- Pamuk Prensesin Baştan Yanlış Yazılmış Hikâyesi

1
122
Pazar Hikâyeleri -3- Pamuk Prensesin Baştan Yanlış Yazılmış Hikâyesi


Özlemle beklediği çocuğunu dünyaya getirirken ölen kadının kızıyım ben: adım pamuk prenses. Daha baştan eksik bırakılmış yazım. Çocuğu için kendi canından vazgeçecek kadar fedakâr bir kadındı annem. Onun tüm güzel özelliklerini almayı, annesiz olmaya tercih etmişim. Hayata gelişim bir ceza mı ödül mü bilmiyorum. Kime sorsanız; benim için, tıpkı annesi gibi iyi yürekli, güzel ve narin derler… Aslında böyle olmak zorundayım. Sorgusuz sualsiz herkesin iyi olduğuna inanır, iyilik yaparım. Bilinen hiçbir kusurum yoktur, kimseye yük olmam, varlığımla neşe katarım…

Aslında hüzün doluyum ama hiç belli etmem. Herkesin beni sevmesini başka türlü nasıl sağlarım… Annem mutlu bir evliliğim olsun istermiş. Keşke diyorum bazen, benim için daha fazlasını dileseymiş. Belki o zaman, küçücük bir öpücük için peşinden gittiğim yakışıklı prensin beni nasıl bir rüyadan uyandırdığını daha iyi anlardım.

Prens beni alıp götürdükten sonra neler olduğunu hiçbiriniz bilmiyorsunuz. Bütün masum kızlar gibi yakışıklı erkeklerin iyi olduğunu sanırım. Zaman zaman prensin neden beni seçtiği aklımı kurcalasa da var olabilmem için hep başkalarına ihtiyacım olduğunu bilir, susarım.

Aslında, küçücük bir ilginin, bir sevgi kırıntısının peşinden gidecek kadar sevgisiz bırakıldım ben. Hayatı boyunca gelip kendisini kurtaracak birini bekleyen tüm kadınlar gibi sevgiye açım.

Üvey annemi bilirsiniz… O, iyi kalpli, güzeller güzeli annemin yerini doldurmak üzere seçilmiş bir kadın. Genç ve güzel olmasının dışında hiçbir erdemi yok. Bütün üvey anneleri temsil etmesi bir parça adaletsiz olsa da ondan daha güzel olmama katlanamadığı için benim ölmemi istemesine içerliyorum. Aslında ona değil, sırf güzel ve çekici olduğu için bir kadının eline iktidarını teslim eden babama kızıyorum. Başa çıkamayacakları şeyleri görmezden gelmek, erkeklerin meziyeti midir bilmiyorum ama sarayın hizmetkarlarıyla, beni ormana kadar götürüp öldürmeye kıyamayan avcının merhametine kaldı hayatım. Kocaman sarayın içinde yuvasız bir genç kız olduğumdan belki, gördüğüm ilk güzel eve daldım.

Aradığım yeni kurtarıcı bir değil yedi tane çıktı, yine onların gözünde sevgiyi aradım. Ne demişler davul bile dengi dengine çalar. Boyları boyuma, soyları soyuma denk olmayanların bana ancak dost olacaklarını o evde anladım. Kötü üvey annem peşimi burada da bırakmadığı için tüm güzelliğim ve saflığımda cam bir tabutun içinde uyuyakaldım. Yakışıklı prensin genç ve savunmasız bir kadını öpmesine izin vermiş olsa da yazarım, bilin ki asıl bundan sonra başlıyor masalım…

PAYLAŞ
Önceki İçerikATAM
Sonraki İçerikÖğretmenim Elimi Tut Projesi

1 YORUM