Çingeler Gökyüzünde Yaşar / Tiyatro

Şehir tiyatroları oyunlarını her zaman sevmişimdir fakat birkaç senedir gidemiyordum. Daha doğrusu birkaç oyun dışında beklentimi karşılamıyordu oyunlar. Fakat bu sene baktım ki daha çok oyun özellikle müzikal oyun koymuşlar.

Birkaç aydır bilet arıyordum ”Çingeler Gökyüzünde Yaşar” adlı oyun için. Beklentim sadece şehir tiyatrolarının önce ki oyunları güzel bir müzikal izlemekti. Bilmiyordum ki mükemmel bir oyun izleyeceğimi…

Öncelikle oyununun konusu; Dünya edebiyatının önemli isimlerinden Maksim Gorki’nin ilk öyküsü “Makar Çudra”dan uyarlanan oyun, bir çingene obasındaki deli dolu, gururlu, genç sevdalıların asla vazgeçemeyecekleri iki şey –aşk ve özgürlük- ile nasıl sınandıklarını anlatıyor. Askerlerin, derebeylerin, büyücülerin ve hiçbir kadının ele geçiremediği Zobar bu aşka esir düşmüştür. En az onun kadar bağımsızlığına tutkun ve en az onun kadar âşık olan Rada’nın tek şartı vardır: Zobar bütün obanın önünde Rada’nın ayaklarına kapanıp elini öpecektir. Uğruna yaşanacak en önemli şeyin “özgürlük” olduğuna işaret eden oyunda, bütün maddi değerlerin ötesinde insan onurunun yüceliğine vurgu yapılıyor.

Daha perde açılmadan müzik çalan orkestra ile müziğe doyacağınızı anlıyorsunuz. Perde açıldığından itibaren ise dekor ile büyüleniyor ilk perde bitmeden oyunun kaliteli olduğunu anlıyorsunuz. Oyunun akışı biraz kafanızı karıştırabilir, neler olduğunu anlayabilirsiniz hatta durağan olmasından dolayı kopabilirsiniz.. FAKAT Çalınan müzikler o kadar şahane, danslar o kadar güzel ki… Durağanlık sizi rahatsız etmiyor bile. Oyuncuların çoğunu ilk defa izliyorum. Oyunculukları tartışılır ama danslarda birbirlerine olan uyumları, sesleri çok güzeldi.

Dedim ki.. İşte Şehir Tiyatroları buna ihtiyacı vardı. Yeni yüzlere, kaliteli danslara ve sesi güzel oyunculara…

Gidin, görün…

İyi Seyirler.