Yüreğiniz, Hayatınızın Rengi

“Beklemek umudu yorar” dedi.
Evet, beklemek umudu yoruyor, hayalleri ise kanatıyordu.
En kötü karar bile kararsızlıktan, belirsizlikten iyiydi.
Çünkü, ümidini kestiği hayalin yerini başka hayallerle değiştirebilir, gerçekleştirme cesaretini yüreği yeniden toplayabilirdi.

İnsan, hayal etmekten vazgeçemez ki…
Hayal etmekten vazgeçmek, diri diri toprağa gömülmekti.
Yüreğine ağır gelen yüklerden kurtulmak için ısrarla sözlerine devam etti.
Umut bağladıklarına seslendi, gerçekleşme ihtimali olmayan işlerin etrafında kısır bir döngü içinde bırakmayın beni.
Bırakın, olmayanı olmadı diyerek rafa kaldırayım.
Hem, her hayal gerçekleşecek diye bir kural da yoktu ki…
Bırakın yeni bir dünyanın temellerİni oluşturayım, pembe pancurlu evin, yeşillikler içindeki bahçesini kurayım.
İçine kötülüklerden arınmış insanlar yerleştireyim, aralara kuşları, böcekleri, çiçekleri serpiştireyim.
Her yeri pembeye, yeşile, maviye boyayayım.
Her yer alabildiğine yeşil, alabildiğine mavi, alabildiğine pembe olsun.
Renklerin raks edişini izleyeyim.
Güneşin parlaklığı, renklerin üstüne vururken, renklerin arzı endam edişiyle mest olayım.
Ve ardından şen kahkahalar atan çocukların, severek oynayacağı oyunları kurayım.
Nasıl olsa hayat da, yüreği kan revan içinde olan oyuncuların oynadığı, acı bir oyundan ibaretti ve benim dünyam da daha çok acıya yer yoktu.
Kurguladığı dünyanın büyüsüyle mutlu olmaya devam etti.
Hayalleri, onu dinleyen arkadaşları, mutluluğa açılan kapısıydı.
Kimsenin o büyülü dünyanın kapılarını aralamasına ve hatta mutsuzluklarıyla huzursuz etmesine izin vermiyordu.
Yorgunluklarını, kırılganlıklarını geride bırakıp o büyülü dünyanın heyecanı içinde kayboluyordu, hayatın gerçek yüzünü görmezden gelerek yaşıyor ve bunun mutluluğuyla daha güçlü devam ediyordu hayatına.

Hayallerimiz bizi diri tutan en güzel besinimiz.
Sizde kendinize, içinde mutlu olduğunuz küçük ama renkli dünyalar kurun. Korkmayın hayallere kelepçe vurulmaz. Hayal kurmak kaybettirmez.
Aksine yüzünüzde tebessümü bir çiçek gibi açtırır.
Hayallerinizi kimsenin iki dudağı arasında ki hükme bırakmayın.
Bekleteni, hayallerinizi hafife alıp, alay edeni ciddiye almayın.
Yolunuza daha dik, daha emin adımlarla devam edin.
Çünkü hayat size sunulan en büyük armağan, bu armağanı gereksiz kişiler ve olaylarla heder etmeyin…

Yüreğiniz, hayatınızın rengi, hissettikleriniz ise yaşamınızın ta kendisi.
Renkli bir dünyanın, yeşiller, rengarenk çiçekler içindeki bahçesini sevgi ile beslemeniz temennisiyle, sağlıcakla kalın…

PAYLAŞ
Önceki İçerikGüzel Hislerin Şairi: Ahmet Muhip Dıranas
Sonraki İçerikBütün Kedilerin Dikkatine!!!
Sevda Taş
1985 yılında İskenderun'da doğdu. Karadeniz Teknik Üniverisitesi (Büro Yönetimi), Anadolu Üniveristesi (İşletme) mezunudur. Yaşam Mimarlık, Müşavirlik Ltd. Şti.' de kurucu Müdür olarak görev alıyor. “Filistin'de Aşk” adlı romanın yazarıdır. Kitabı ikinci baskıya hazırlanıyor. Aynı zamanda ikinci kitabını yazıyor. Türkiye Yazarlar Birliği, Trabzon Yazarlar Birliği üyesidir. Türkiye Yazarlar Birliği'nin düzenlediği yarışmada, MANSİYON ödülü kazandı. Evli ve iki çocuğu var. Fotoğraf çekmeyi, kitap okumayı ve müzik dinlemeyi, yemek yapmayı, spor yapmayı, yazmayı çok seviyor.