Yeteneksiz Sanat

0
136
Yeteneksiz Sanat
Yeteneksiz Sanat

Tiyatro, resim, müzik ve bunlara benzer birçok şey yani kısacası sanat. Birçok insan sanat yapmanın yetenek gerektirdiğini, kolay bir beceri olmadığını ve hatta herkesin yapamayacağını söyler. Bu yüzden de genelde “Ben yapamam ya yeteneğim yok” deyip geri çekili verir. Hatta rezil olma kaygısı bile vardır içerisinde bu yüzden “Oraya çıkıp millete kendime mi güldüreceğim” deyip tekrar geri çeki verir kendini. Oysa her şeyin bu kadar basit olmadığını bilseler yanılgılarına kendileri de gülerdi.

Tiyatro, resim, müzik ve bunlara benzer birçok şey yani kısacası sanat.
Tiyatro, resim, müzik ve bunlara benzer birçok şey yani kısacası sanat.

Çok sevdiğim ve sanat ruhundan emin olduğum biri şöyle der; “Sanat toprak gibidir. Onu sever, ona bakar ve ilgi gösterirsen illaki bir gün sana ot dahi olsa bir bitki verecektir.”  Bence gayet iyi düşünülmüş, yaşanmışlık görmüş ve sonuna kadar haklı bir cümle. Günlük yaşamınızda sanatla ilgili bir şeyler yapmaya başladığınızda mutlaka buna benzer birçok şeyle karşılaşacaksınızdır. Eğer bu kadarı bana yetmez, inandıramadın beni derseniz hemen başka bir örneğe daha geçivereyim. Mesela gördüğü boş bir duvara, yapılması için beklenen sahne dekoruna inanılmaz resimler çizen bir resim öğretmeni, öğrencilerinin “hocam ben hayatta resim çizemem çok yeteneksizim” diye başlayan umutsuzluk cümlelerine şöyle yanıt verir; “Çocuklar resim asla yetenek işi değildir. Size göstereceğim birkaç teknikle çok rahat resimler çizebilirsiniz ve işiniz bittiğinde siz bile inanamazsınız.” der. Tabi ki yine sonuna kadar haklı ve yaşanmışlık görmüş bir cümle daha. Bakın işte örnekler git gide çoğalıyor. Tabi birde müzik dilemeyi çok seven ama cesaret edip de dilinden tek bir nota bile dökmeyenler var. Bu söyleyeceklerimde onlara gelsin. Şimdi çok bilindik bir şey yapalım kendinizi hemen boş ve eko yapan bir odaya atın ve parmaklarınızı diğer elinizin avucuna şaplatıverin bakın işte bir ses çıktı değil mi? Şimdi de parmaklarınızı diğer parmaklarınıza vurun tekrar ses çıkarabildiyseniz başarıyorsunuz demektir. Son olarak parmaklarınızı önce avucunuza sonra parmaklarınıza birde avucunuzun biraz altı olan, avucunuzla bileğinizin arasındaki yere vurun bunu seri bir şekilde yapmaya devam edin böyle yaparak bir süre sonra Beethoven’inin bir parçasını bile çalabilirsiniz. Aslında çok basit ama emek ve sevgi gerektiren bir iştir sanat. Sadece sabredin, “ben yapamıyorum” deyip umut kesmeyin, uğraşmaya devam edin, biraz daha çabalayın ve işin sonunu görün. Her şey bittiğinde içinizde duyduğunuz müthiş bir hisle kendinize şu sözü söyleyeceksiniz “ben bunu tekrar yapmalıyım.”

Birçok oyuncuya mesleğine nasıl âşık olduğu sorulduğunda genelde ilk sahneye çıktıklarında ki alkıştan bahsederler. Açıkçası pek inanılacak bir şey değil. Muhtemelen sizde herkes gibi “Bir tane oyuncu söyledi diğerleri de ondan duydu” diyorsunuzdur. Yanılıyorsunuz aslında o kadar çok haklılar ki. Bir alkış, küçük bir övgü veya tebrik emeklerinize değdi demeye yetiyor da artıyor bile. İçinizdeki sanat ateşini alevlendirmeye başlıyor. Bırakın kendinizi biraz her şey kendiliğinden oluyor zaten. Unutmayın “Her şey denemeye değerdir.”

PAYLAŞ
Önceki İçerikSANDAL
Sonraki İçerikMüziğin Gizemi
Hatice Aleyna
Hatice Aleyna 2000 yılının Temmuz ayında annesinin kontrol diye gittiği yerden gözünü açarak gelmiştir bu dünyaya. Kısa ama dopdolu süren hayatının çoğunu Çengelköy'de ailesiyle birlikte geçirmiştir. Okul yaşamında çok yüksek notlu bir öğrenci olmasa bile her zaman kendini avutmayı bilmiş ve "Çalışsam herkesi geçerim." demeyi sürdürmüştür. Gelecekte senarist, yazar ve ülkeleri gezip insanlara bildiklerini anlatmak ve hobi olarak üniversite okumak isteyen bir kişidir.