Anlamsızlaştırdığımızı düşünüyorum bazı şeyleri. Mesleğimizi, kimliğimizi, geçmişteki anılarımızı ve gelecek planlarımızı. Vazgeçiyoruz her birinden teker teker. Yaşımız büyüdükçe ‘gerçek’ dünyayla tanışıyoruz; kimilerimiz küçükken merhaba diyorlar bu ‘gerçek’ dünyaya. Büyümek bizi olgunlaştırıyor mu ruhsuzlaştırıyor mu karar veremiyorum. Büyürken kimilerimiz koruyorlar bizim vazgeçtiğimiz birçok şeyi,olması gereken bu aslında.

Sen mesela? Sevdiğin mesleği mi yapıyorsun? Her gün aynı saatte uyanıp, asık suratlı insanlara gülümseyerek mi kazanıyorsun paranı? He, hayallerinden vazgeçtin öyle mi? Mesela ressam olacaktın doktor oldun, mesela dünyayı gezecektin karavanla ama öğretmen oldun? Bazen çok gülüyorsun ve arkadaşların sana daha ağır davranmak gerektiğini hatırlatıyor öyle mi? Komşuların ya da Aydın’daki halan için çoktan evlenmen gerekiyordu ama sen hala laylaylom.

Düşünüyorum da her şeyimizi kaybetmek demek sadece sevdiklerimizin yanımızda görememek değil. Sahip olduğumuz en büyük şeyi kaybediyoruz hiç farkında olmadan; kimliğimizi. Bazılarımızın hevesleri çok küçük yaştan kırılıyor çevresi tarafından, bazılarımıza hiç olmadık sorumluluklar yükleniyor. Bizim de işimize geliyor bunları bahane etmek. Kaçıyoruz kendimizden, oysa tanısak kendimizi, hatırlasak kim olduğumuzu o kadar çok seveceğiz ki.

Bir söz verelim şimdi kendimize, haydi!

‘Dünyanın en büyük sorumluluğunu alsam bile, en büyük acısını çeksem bile, herkes tarafından yargılansam bile,hayallerimden asla vazgeçmeyeceğim. 50 yaşında olabilirim ama ben buyum ve hep aslında buydum. Unutturdular bana benliğimi. 15 yaşındaysam eğer gelecekteki hayallerime gülenlere gülerek cevap veriyorum, bana sorumluluk yükleyip benden olmadığım biri gibi görünmemi isteyen herkesi reddediyorum.Pembeyi mavi görmek istiyorum ve benim için şu andan itibaren bütün renkler mor. Engelleri aşacağım ve kendi kimliğimle ait olduğum yerde mutlu olduğum şeyi yapacağım.’

Bakınız. mutluluk çok yakınınızda…

PAYLAŞ
Önceki İçerikKayboldum
Sonraki İçerikRenklerde Kaybolan Hayat ya da Fikret Mualla
Hazal Kaya
19 yaşında. Üniversite okuyor, tiyatrocudur. Küçüklüğünden beri yazmak ve okumak onun için vazgeçilmezleridir. Geçmişinde kitap yazmışlığı, dergilerde yayınlanan yazıları ve kompozisyon yarışmalarında dereceleri vardır.

2 YORUMLAR