Sudan Çıkmış Balık - Amsterdam Airport
Sudan Çıkmış Balık - Amsterdam Airport

Bölüm 1: Pennsylvania – Split Rock Resort

Kısım 1: Sabiha Gökçen’den Split Rock Resort’a…

Tarih 19 Haziran 2015’i gösterirken, sabah erkenden uyanmıştım. Gerçi önceki gece uyuyabildiğimi pek söyleyemem. Uçağım, saat 10.00’da Sabiha Gökçen Havaalanından kalkacaktı. Amerika’ya –daha önce hiç bilmediğim bir kültürün olduğu, tamamen faklı bir dilin konuşulduğu bir ülkeye- ilk kez tek başıma gidecektim.

Korkuyor muydum? Kesinlikle hayır.

Heyecanlı mıydım? Hem de çok.

Wilkes-Barre Airport
Wilkes-Barre Airport

Havaalanının kapısından ilk girdiğimde 4 aylık maceramın ilk adımını atmıştım. Kahvaltımı ederken –simit ve çaydan ibaretti, çünkü heyecandan hiçbir şey yiyemiyordum.– ablamla konuştum en azından uçağa gidene kadar kendimi oyalarım diye düşündüm. Bana söylediği “ Oğlum iyi ki kafana koymuş ve gitmişsin, çok güzel geçecek bak göreceksin.” Cümlesiyle heyecanım biraz daha azaldı. Sonra en yakın arkadaşımı aradım, onunla gayet normal bir hızda konuşurken, sesimin anons edildiğini duydum. Uçağa daha 40 dakika vardı ama beni son çağrı olarak kapıya çağırıyorlardı. Telaş içinde arkadaşıma uçağa çağırıyorlar kapayıp koşmam lazım dediğini ve suratına telefonu kapattığımı hatırlıyorum. Kabul suratına kapatmak hoş durmadı ama panik olunca insan, o şokla sadece yetişmeyi düşünüyor. Uçağa geç kalan tek Türk olmadığımı öğrenmek biraz olsun rahatlatmıştı beni çünkü serviste yeni iki insanla muhabbet etmiştim.

İlk durağım Amsterdam’dı, Schengen vizem de olsaydı, şöyle bir gezip sonra devam ederim diye geçirmiştim aklımdan. Daha sonra on bir saatlik o Amerika yolcuğu başladı. Ben heyecanla türbülans bekleyen adam, acayip sıkılmaya başladım. Ne türbülans oluyor, ne de kaptan heyecanlı konuşmalar yapıyordu. İki tane filmi artarda izleyerek ve arada uyuyarak günü tamamladım. Ama Delta Havayollarının ikramları cidden güzeldi, yanım da boştu o yüzden  rahat rahat yolculuk yapıyordum, tek sorun klimalar  buzhanedeymişçesine soğutuyordu. Gözünüzde canlandırın bakalım; tişört, üstünde kapüşonlu, üstünde dört battaniyeyle ısınmaya çalışan bir adam. Evet! itiraf ediyorum o adam, bendim.

Split Rock Resort
Split Rock Resort

Amerika’da ki ilk durağım Detroit Havaalanıydı oradan aktarma yapacaktım. Hemen ilk yaptığım şey telefonu açıp wifi ile internete bağlanmak oldu. Baktım ablamdan sürüyle mail var. Hepsini bir çırpıda cevapladım, ardından beklemeye başladım. Şunu özellikle belirteyim ki havaalanlarında yürüyerek bir yere ulaşmak ciddi zaman alıyor. Özellikle eğer bir saat bekleme süreniz varsa 30 – 45 dakika arasını yürümek üzerine hesaplamak gerekiyor. İki buçuk saat geçtikten sonra kapı açıldı. Bu sefer daha küçük bir uçağa bindim ama cam kenarı olduğu için üç saatlik uçuş, bir saat gibi geldi. Wilkes – Barre Havaalanına vardığım zaman, beni ilk karşılayan, Split Rock Resort’dan -adını sonradan öğrendiğim- Tony’di. Beni aldı ve 45 – 50 dakika süren bir yolda konuşa konuşa Split Rock Resort’a geldik. Kalacağım yeri gördüğümde büyülenmişti.

Neden mi büyülendim? O da diğer bölüme…

PAYLAŞ
Önceki İçerikNasıl Şeriat, Hangi Hukuk?
Sonraki İçerikCemal Süreya’da İnsandan Yukarıya
Orsan Öztekin
1 Ağustos 1990 tarihinde İstanbul’da doğdum. Doğayı seven, şükreden, teşekkür eden, kalbindekileri doğru şekilde anlatmak isteyen ve bunu yazıyla başarabilen biri oldum.