Samurai Rebellion (Samuray İsyanı)

Erdemli olmak bir insanın elde edebileceği en asil duygulardan biridir. Bu duygu bir samuray için doğası gereği asla kaybedemeyeceği bir özellik olmalıdır. Masaki Kobayashi, bu filmle bize birlikteliğin ve bunun doğurduğu sevgi bağının, bazıları için bir hayattan daha önemli olduğunu gösteriyor. Peki bu sevgiye tanık olmak bile bunun uğrunda ölmeyi anlamlı kılmaz mı?

Jôi-uchi: Hairyô tsuma shimatsu

Isaburo Sasahara, Aisu klanına bağlı çalışan ve üstlerinin istediği gibi bir hayat süren bir hizmetlidir. Bulunduğu bölgede çok yakın arkadaşı Tatewaki ile beraber en iyi kılıç ustasıdır. Isaburo içinde sevgi bulunmayan bir evlilik içindedir. Bulunduğu bu durum onu sevgiye ve birlikteliğe aç bir hale getirmiştir. Bir gün, efendinin(shogun) çocuğunu doğuran ve onun metresi olan Lady Ichi, efendiye saldırdığı için saraydan atılır. Efendi onun güvendiği bir yerde olmasını istediği için Isaburo’nun büyük oğlu Yogoro ile evlenmesini buyurur. Bu durumda aklına kendi hayatı gelen ve geçirdiği 20 yılı düşünen Isaburo, oğluna kötülük yapmamak istediği için teklifi bahaneler üreterek geri çevirmek ister ancak türlü baskılarla bu evlilik gerçekleşir. Zamanla Ichi ve Yogoro arasında büyük bir sevgi bağı oluşur ve kızları Tomi dünyaya gelir. Aralarındaki bu sevgi Isaburo’ya büyük bir ilham kaynağı olur. Evliliklerinden 2 yıl sonra efendinin varisi ölür ve geriye tek varis kalır. Oda Ichi’nin Efendiden olan oğludur. Efendi Ichi’nin saraya geri dönmesini ve varisine bakmasını ister. Yogoro, Isaburo ve Ichi bunu yine kabul etmemelerine rağmen bir gün Ichi, Isaburo’nun karısı ve küçük oğlunun yardımıyla nazırın evine götürülür ve orada türlü tehditler ile ikna edilir. Yogoro nazıra gidip bir dilekçeyle Ichi’yi geri ister. Eğer verilmezse bu zorbalığı ve utancı tüm dünyaya bildiriceğini belirtir. Bu tutumu karşısında efendi, nazırı onların yanına göndererek yaptıkları itaatsizlik karşısında seppuku yapmalarını emreder. Isaburo bu teklifi kabul eder ancak 3 kişinin kellesini ister. Bunlar efendi, nazır ve vekilharçtır. Efendi artık Isaburo ve Yogoro’nun öldürülmesini ister ancak vekilharç Ichi’yi de yanına alarak 20 samurayla birlikte Sasahara ailesinin evine gider. Ichi’ye onların hayatını bağışlayıp bir kulede hapsedilmelerini sağlayabilceğini belirtir. Soruyu ona yönelttiğinde Ichi, ona yöneltilen bir mızrağı kendisine batırır. Ona doğru atılan Yogoro da öldürülür. Onlara doğru önündeki tüm samurayları öldürerek ilerleyen Isaburo ellerini tutuşturur ve geride kalan tüm samurayları ve vekilharçı öldürür.

Erdemli olmak bir insanın elde edebileceği en asil duygulardan biridir. Bu duygu bir samuray için doğası gereği asla kaybedemeyeceği bir özellik olmalıdır. Masaki Kobayashi, bu filmle bize birlikteliğin ve bunun doğurduğu sevgi bağının, bazıları için bir hayattan daha önemli olduğunu gösteriyor.
Erdemli olmak bir insanın elde edebileceği en asil duygulardan biridir. Bu duygu bir samuray için doğası gereği asla kaybedemeyeceği bir özellik olmalıdır. Masaki Kobayashi, bu filmle bize birlikteliğin ve bunun doğurduğu sevgi bağının, bazıları için bir hayattan daha önemli olduğunu gösteriyor.

Erdemli Olmak İçin

“Üzerine gelirler ve geri çekilirsin. Tekrar üzerine gelirler ve yine geri çekilirsin. Ama sonra savunmadan saldırı konumuna geçersin. Hiç saldırmadığın halde rakibin yorulana kadar beklersin. Diğer bir deyişle, teslim olana kadar.”

Filmin son sahnesinde Isaburo, torunu Tomi ile Edo’ya gidip ordaki efendi sayesinde yaşadıklarını tüm dünyaya duyurmak ister. Sınıra geldiğinde sınır bekçisi olan Tatewaki ile karşılaşır. Çok iyi dost olmalarına karşın Tatewaki görevini hatırlatır ve onların geçmesine izin vermeyeceğini ve bir samuray olarak onurunu koruması gerektiğini belirtir. İkisi Tomi’yi güvenli bi yere koyarlar. Burada onurun arkadaşlığa karşı olan zaferi ortaya çıkar. Filmde anlaşılacağı gibi bu iki kılıç ustası arasında kimin daha iyi olduğuna dair bir mücadele vardır ancak ikisi de dostluklarından ötürü bunu açığa çıkarmak için hiç bir zaman savaşmamışlardır. Isaburo kimle savaşacağının ve neden  savaştığının farkındadır. Savaşı Isaburo kazanır. “Üç kişinin yardımını aldın. Yogoro, Ichi ve Tomi. Kazanma şansım hiç yoktu. Çabuk ol, Tomi’yi Edo’ya götür.” Son sözlerinde bile aralarındaki mücadeleyi ortaya koyan Tatewaki son nefesini dostunun elinin altında verir. Peşine düşülen Isaburo, Tatewaki ile mücadelesinin hemen ardından silahlı ve kılıçlı bir grup tarafından saldırıya uğrar. Çoğunu öldürmesine rağmen aldığı darbelerle yere yığılır.

Jôi-uchi: Hairyô tsuma shimatsu
Jôi-uchi: Hairyô tsuma shimatsu

Tomi’ye olan son öğütü çocuklarına olan inancını son nefesine kadar koruduğunu ve ne amaçla öldüğünü betimler. “Artık seninle Edo’ya gidemeyiz. Anne ve babanın başına gelenleri kimse öğrenemeyecek. Tomi, belki bir faydası yok ama sana tek bir şey söyleyeceğim. Büyüdüğün zaman annen gibi bir kadın ol ve baban gibi bir adamla evlen. Baban gibi bir adamla evlen.

Hayatını başkalarının istediği gibi yaşayan birisi için en önemli şey erdem ve sevgidir. Sevginin tohumunun olduğu yerde mücadele de olmalıdır. Onun önüne geçen veya geçebilecek her şey tüm gücümüzle savunmazsak insanın kendine olan inancı biter. Isaburo bunu gördü ve oğlunu da bu şekilde öğütledi. Kendisine bu ilhamı veren bu iki gencin sevgisiydi, aynı zamanda bu iki gence inancı veren ise babalarının onlara olan mutlak inancıydı. Asla umutlarını kaybetmemeleri gerektiğini hem sözleriyle hem de gözleriyle öğütledi çocuklarına. Ölümle etrafı sarılı bir anda “Ben Yogoro Sasahara’nın karısıyım” diyen bir kadından ve tüm ailesinin yok olacağını bildiği halde sevgisinden vazgeçmeyen bir erkeğin sadakati, sorgulanamayacak derecede kesindir. Ölüm sadece hayatın sonudur ve mutlaktır ama sadakatsız bir yaşam, o insanlar için yaşamanın sonudur. Bu farkı fark eden bir insanın geri adım atmaması bizleri hem tanımların girdabından kurtarır hem de inancımızı yeşertir.