Omnia Fui Nihil Expedit! / Her Şey İdim, Hiç Bir Şeye Değmezmiş!..

0
3884
Omnia Fui Nihil Expedit! / Her Şey İdim, Hiç Bir Şeye Değmezmiş!..

Kalp düşünebilseydi, atmaktan vazgeçerdi; diye belirtiyor Fernando Pessoa Huzursuzluğun Kitabında.

Fernando Pessoa Portekizli ressam, şair, çevirmen,edebiyat eleştirmeni, düşünür. 1888 yılında Portekiz’de doğmuş yine 1935 yılında Portekiz’de hayata veda etmiştir. Yedi yaşından sonra üvey babasının konsolos olarak görev yaptığı Güney Afrika Cumhuriyetinin Durban kentinde yetişti. Lizbon’a döndükten sonra dönemin yenilikçi dergilerinden, özellikle de modernistlerin yayın organı Orpheu’da yazdı ve akımın önde gelen estetik kuramcılarından biri oldu. 1918’de İngilizce şiir kitapları yayınlamaya başladı.

Başlıca eserleri;

  • Huzursuzluğun Kitabı
  • Anlamaktan Yoruldum
  • Felsefi Denemeler
  • Anarşist Banker Şeytanın Saati
  • Bulmaca Meraklısı Quaresma
  • Uzaklıklar, Eski Denizler
  • Ophella’ya Mektuplar
  • Lizbon: Her Turistin Görmesi Gerekenler
  • Başıboş Bir Yolculuktan Notlar
  • Gizemli Bir Maske
  • Pessoa Pessoa’yı Anlatıyor

 

Özellikle Huzursuzluğun Kitabı ile hayal – hayat eleştirisi yapıp bizi bize anlatan;

varlığımızla bulunduğumuz çelişik durumun ayrıntılarında huzursuzlanıp ve huzursuzlandıkça ironik bir şekilde huzur bulmamıza neden olan çarpıcı bir eser sunmuştur. Eserlerindeki değişik bakış açıları ve uslüplardaki yapıtlarıyla ve modernist hareket içinde oynadığı rol ile Portekiz edebiyatına Avrupa çapında önem kazandırmıştır.

Fernanda Pessoa 1935 te öldüğü zaman, sandığındaki eserlerinin sayısı tahmin bile edilemezdi. Onun elinden çıkmış şiirlerin, yazıların altında genellikle başka imzalar vardı. Üstelik bu isimler yalnızca birer takma ad değil, öyküsü, geçmişi, yazgısı, dünya görüşü farklı olan kişiliklerdi. Pessoa’nın ölümünden sonra elyazmaları derlenmeye başladığı zaman bitmemiş eserler de bulundu içlerinde. Bernardo Soares imzalı Huzursuzluğun Kitabı da bunlardan biriydi. Tarihten, mitolojiye, edebiyattan, ruhbilimden haberdar bir XX. Yy insanının gerçekliği yadsıyışının, kendini hayallere hapsedişinin güncesiydi bu. Gündüzleri bir kumaş mağazasında çalışan, geceleri yalnızlığını yağmurun sesinde, ayak seslerinde duyumsayan bir Lizbonluydu Bernardo Soares ya da Fernando Pessoa.

Bugün Portekiz edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen Huzursuzluğun Kitabındaki her metin, kırık bir aynanın, gerçekliğin bir yanını yansıtan ve sonsuzca çoğaltan bir parçası…

“ Öyleyse kim kurtaracak beni var olmaktan? Hayatımı toprağa veriyorum…” diyerek başladığı Huzursuzluğun Kitabında Roma İmparatoru Septimus Severus ( MS.145-211 )’un şiirini kendi hayal dünyasına eşlik ettirerek bizim Huzur! içinde dem bulmamızı sağlamıştır.

“OMNİA FUİ NİHİL EXPEDİT!”

Herkes gitti!

Her düş öldü!

Her şey bitti!

Sözcüklerde dokunmuyor artık… Terk ettiler, bıraktılar ellerimi… Ve hiçbir cümleye sarılamıyorum ne zamandır…Uzak yastıkların izi kalmış küflü çarşaflar gibi ben’im…

Her gece karanlık on biri vurduğunda ve gölgeler göz kırptığında, sokak lambalarına koşuyorum. Gözlerimle solgun huzmelerinde yüzüyorum… Arıyorum! Ağlıyorum sessizce,

Metale yapışan çiğ tanelerinde…Anıyorum! Yıldızların aydınlığında, kararıyorum… Düşüyorum. Kara kuru çalının kucağında kan’ıyorum… Diliyorum. Yanımdaki yalnız yastığa doğmanı istiyorum… Çekmelerime dönmeni bekliyorum. Çekmecelerine…

Ve gün. Merhaba diyemiyor.

Veda ediyorum içimdeki gölgene.

Yeniden,

Hatta hep…

“ Her şey idim; Hiç bir şeye değmezmiş!..”