Şimdi hangi bahçenin ardından bakıyorsun dünyaya, hangi rüzgarın ardından savruluyorsun? Doğu, Batı, Güney, Kuzey. Hangi ülke aldı seni kucağına, hangi coğrafyaların gizemli yer şekilleri ardındasın?

Bir Batı kuşu mu olmalıyım seni bulmak için? Yoksa Doğu’da bir yerlerde misin? Bir kış kuşu mu olmalıyım; cesur ve kanatları hacmince uçan. Karlar altı hüznünü durmadan yüzüne çalan, üşümüş, donmuş ve sıcaklık nedir bilmeyen. Uzak diyarların kış kuşu mu olmalıyım özgürce sana uçabilmek için? Önüm, arkam ve her bir yanımla sana uçabilmek için ne yapmalıyım, neler gelir elimden?

Bir kış kuşu olduğumu farz et. Bembeyaz buzların ardından ulaşmaya çalışıyorum sana. İnsan değilim hayır, konuşamıyorum sizin dilinizce. Konuşabiliyorum aslında, yalnız kendi dilimce. Yalnız kendi dilimce konuştuğumda kaç kişi, kaç kış kuşu anlayabilir beni? Kaçıncı dağın ardından bağırmam lazım sana ulaşabilmek için, kaçıncı kışın ardından bağırmalıyım dağların tepesine?

Yalnızca gözleri ile konuşabilir bir kış kuşu. Anlatmak istediklerimize sebep, bir dile ne hacet sanki diye düşünürken ben, o eşsiz karlar altında ulaşabilmeye çabalarken sana. Hükmünü, mukadderatını, düşüncelerini, zihin akışını, hırslarını, savaşlarını bir kenara bırakmanı isteyeceğim sana ulaştığımda. Tüm benliğim bir kuşun, kış kuşunun kanatları üzerinde varmak istiyorum yanına, dibine, dağların ardından selam getirmek istiyorum sana, donmuş kanatlarımın üzerinde getirdiğim saflığı, kırıntıları ile birlikte kabul edebilirsin diye umuyorum. Düşüm, gerçeğim, ucum, içim, kıyım, derinim, yakınlığım ve uzaklığım aynı ruhta birleşebilir mi dersin, bence birleşebilir. Daha bile fazlasını yapabiliriz birlikte.

Güneşe ihtiyacımız olmayacak, yalnızca kara ve buza ihtiyacımız olacak. Kış kuşuyum ben. Ya sen? Kışın hangi yakasından tutacaksın, hangi kışta vücut bulacaksın?

Korkmadan soluyacağım seni. Ruhum, kuşun ruhu ile tenim kuşun ruhu ile ve sesim kışın rengi ile birleşince her şey umut verici olacak ve dipsizleşeceğiz kara olmayan deliklerde.

Seni sevmem için bir varlık, bir insan, bir hüzün, bir yarım, bir diğer yarım olmana gerek yok. Bütünleşeceğiz ben sana uçunca. Kış kuşu masal olacak, sense gerçek. Bizse gerçek üstü. Sevgimiz ise gerçekten yok olacak. Buzlar kırılacak, tüm buzlar bin bir ötesi parçaya ayrılacak.

Tüm kış kuşları üzerimizde uçacak. Peki, kabul ediyorsun öyle değil mi? Bir kış kuşu olarak beni bekleyecek misin? Tüm kış kuşlarının üzerimizde uçmasına izin verecek misin?

PAYLAŞ
Önceki İçerikBaşrolde Mekân
Sonraki İçerikGeçmişten Günümüze Oscar Heykelciğinin (Töreninin) Hikâyesi
Can Yasa
1991 İstanbul doğumlu. Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliğinde tamamladı. Şu an Marmara Üniversitesinde Tarih Öğretmenliği bölümünde yüksek lisans yapıyor, tez yazıyor. Öğretmenlikte dördüncü yılı, özel bir okulda çalışıyor. Çocukları ve sanatın her türlüsünü çok seviyor.

2 YORUMLAR

  1. Can bu yazın da çok güzel olmuş. Diğer öyküne göre biraz daha ağır geldi bana ama kelimeleri, cümleleri güzel kullanmışsın. Çok hoşuma giden cümleler vardı içinde. Yazmaya devam et biz de zevkle okumaya devam edelim:)

  2. Özgür, bu işin mekteplisi olarak senin görüşlerin benim için her zaman çok önemli. Öncelikle bunun için çok teşekkür ederim, yorumunu burada görmek mutlu etti beni. Bazen soyut dünyalara dalasım geliyor bunun da bir sonu yok esasen. Somut şeylerden ziyade soyut konulara kulak kabartmak daha çok içime siniyor gibi. Devam edeceğim, yazmak sonsuz bir eylem 🙂