İnsanlar neden dünyaya yalnız gelip yalnız giderler. Hiç merak ettiniz mi? Bazen bu soruyu sorarım kendime. Neden bir anda her şeyi öylece geride bırakıp yalnız kalmayı isteriz. Tek başımıza olmak, tüm insanlardan uzakta sadece kendi düşüncelerimize dalmak isteriz. İlginçtir ki kimi zaman da kendimizden kaçarız. Gerçek ben olmak varken sahte ben olmayı seçeriz. Sahte arkadaşlıklar, sahte sevgiler, yapay gülüşlere bürünürüz. Kendimizi kendimizden dışlarız. Sizce bu utanılacak şey mi? Bence hayır. İnsan kendinden neden utanır ki. Bu çok ciddi bir durumdur. Çocukluk dönemimizde yaptığımız küçük bir hırsızlık ya da en sevdiğin insan karşısında yaptığın basit hatalardan dolayı yüzünün kızarması olayı da değil. Bu gerçek bir sorun. Bu sorundan kendimizden kaçarak değil kendimizle yakınlaşarak baş edebiliriz.

En güzel anlarımızda ya da en başarılı anlarımızda kendimizle gurur duyarken, neden en kötü anımızda kendimizi yarı yolda bırakıp her şeyin üstesinden kaçmayı seçiyoruz. Sonuçta biz bu dünyaya yalnız geldik. Bir başkasına bağımlı olsaydık bir başkasıyla dünyaya gelirdik. Unutmayalım kendimizden kaçış yoktur. Her neysek biz oyuzdur. Başka kimliklere bürünmek; kış ortasında aniden doğan güneşe benzer. Önce bu hissin uzun süreceğini düşünürüz fakat gerçeklerle yüzleştiğimiz zaman bunun geçici bir şey olduğunu sadece aldatıcı olduğunun farkına varırız. Bizler kendimizle kendi ruhumuzla bir bütünüz. Çünkü en kalabalık anlarda bile bazen kendimizi yalnız hissederiz. Ve bu boşluğu yine kendimizle baş başa kalarak doldururuz. Hayatta asla başkalarına bel bağlamayalım. Gün gelir bu bağların kopacağını unutmayalım. Kendi kendine yetinmeyi, kendin olmayı öğrendiğin zaman hayatta başaramayacağın, yapamayacağın bir şey yoktur. Kendiniz olarak dünyaya geldiniz, kendiniz olarak dünyayı terk ediniz.

PAYLAŞ
Önceki İçerikTürkiye Neden Eurovision’a Katılmıyor?
Sonraki İçerikGece Yürüyüşleri
Hacı Mehmet Turgut
1988 Tokat doğumlu. Trakya Üniversitesi Arkeoloji bölümü mezunudur. Lisans eğitiminden hemen sonra aynı üniversitede master eğitimini tamamladı. Arkeoloji ilgisi dışında, edebiyat alanında da yeteneği olduğunu keşfetti. Lise yıllarından itibaren çeşitli şiir, deneme vs. edebiyat türlerine yönelik çalışmaları oldu ve halen de devam etmektedir. Özellikle rubai tarzı çalışmaları ön plandadır.

1 YORUM