KAZA – Öykü

0
61
KAZA - Öykü
KAZA - Öykü

Zihninde ne varsa hepsi silinmişti.

Sabah uyandı.

Gözlerini açtı.

Tavana baktı.

Yaratıcı düşünce yeteneğini kullanarak hayaller görmeye başladı.

Nefret ettiği insanları komik duruma düşürdü.

Uyandı.

Zıplayarak ayağa kalktı.

Üzerini giyindi.

İşe gitmek için yola çıktı.

Saatine baktı.

07:41’di.

Mesai saat 9’da başlıyordu.

Arabasına bindi.

Kontağı çevirdi.

Müziği açtı.

Radyodaki sabah programlarından nefret ederdi.

Konuşma olmayan bir radyo istasyonu açtı.

1. Balvin çalıyordu.

Tranquila şarkısını çok seviyordu.

Eşlik etti.

Üniversite okurken İspanyolca görmüştü.

Ondan bilgisi vardı.

Eşlik etti tranquila…”

Giderken bir çocuk ona çarptı.

Bir anda durdu.

Hayal mi gerçek mi fark edemedi.

Devam etti.

İşe geldi, çalışmaya başladı.

Ertesi gün oldu.

Uyandı.

Üzerini giyindi.

İşe gitmek için arabasına bindi.

İşe doğru yola çıktı.

Aynı çocuk geldi.

Arabaya çarptı.

Hayal mi gerçek mi bilemedi.

Tekrar işe gitti.

Çalışmaya başladı.

Ertesi gün oldu.

Uyandı, üzerini giyindi.

İşe doğru yola çıktı.

Aynı çocuk geldi.

Arabaya çarptı.

Hayal mi gerçek mi bilemedi.

Devam etti.

Ertesi gün oldu.

Uyandı.

Yine üzerini giyindi.

Arabasına bindi.

Aynı çocuk geldi.

Arabaya çarptı.

Bu sefer durdu.

Her şey bir anda silindi.

Her yer bembeyaz olmuştu.

Sadece çocuk ve adam vardı.

Enerji onlar etrafında döndü birkaç saniye.

Enerjisi döngüsü oluştu.

Bir irkilmeyle gözlerini açtı.

Arkadan korna sesleri geliyordum.

Çocuk camın önünde bekliyordu.

Onu arabasına aldı.

Bir lokantaya götürdü.

Bir kahvaltı söyledi.

Çocuk yedi.

Dakikalarca konuştular.

Çocuğun annesi hastaydı ve babası birkaç sene ölmüştü.

Çocuğu arabasına aldı.

Evine gitmeden önce bir markete uğradılar.

Erzak ihtiyacını karşılamak için ürünler seçtiler.

Üç poşet dolusu erzakla çocuğun evine doğru gittiler.

Çocuk gülümsüyordu.

Poşetten eline bir gofret almış yiyordu.

Eve geldiler.

Annesi hasta yatıyordu.

“Merhaba.”

“Merhaba, hoş geldiniz. Kusura bakmayın kalkamıyorum.”

Erzakları mutfağa koydu.

Bir telefon açtı işten izin aldı.

Kadını doktora götürdü.

Muayenede iyileşmesiyle ilgili olarak ameliyat için para istediler.

Ne kadar ihtiyaç varsa ödedi.

Adın birkaç gün sonra ameliyat olmak için hastaneye kaldırıldı.

Çocuğu aldı bir parka götürdü.

Gezdiler dolaştılar.

Çocuk geldi adamın yanağına bir öpücük kondurdu.

Bir anda her şey bembeyaz oldu.

Enerji çocukla adam arasında döngü oluşturdu.

Sarıldılar.

İkisi de mutluydu.

Bu belki de eni bir dostluğun başlangıcıydı.



PAYLAŞ
Önceki İçerikAlo Bilet Hattı ile En Ucuz THY Uçak Biletleri
Sonraki İçerikProfesyonel Düğün Fotoğrafçısı
Dilara Pınar Arıç
26 Mayıs 1990'da İstanbul'da doğdu. Lisans öğrenimini Fatih Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı'nda burslu olarak gördü. Yüksek lisans çalışmasını Trakya Üniversitesi'nde Sünbülî Sinan'ın Menasik-i Hac adlı eseri üzerine tamamladı. İngilizce, İspanyolca bilmektedir. İnsomnia'nın Saati ve Gülümse Hayata adlı iki kitabı vardır.