İz Bırak

0
74
Processed with VSCO with c1 preset

Hüznün insanı tamamlanmış hissettiren bir yanı var. Tabi bunu hüznün içinde boğulurken anlayamıyorsun.

Sana ne iyi hissettirir? Belki rüzgâra karşı yürümek? Yada hep istediğin o fotoğraf makinesini alıp fotoğraf çekmek? Belki bir çadır alıp bir yerlere kaçmak? I-ıh. Kaçmak yok. Gitmek.

Tren rayları.

Sevişmek? Yaş aldığında yanında kalsın istediğin biriyle? Yâ da pi sayısının karekökünü almaya çalışmak?

Ben küçükken bir hikâye vardı. insanların dünyaya diğer yarılarını aramaya gönderildiğine dair bir hikaye bu. Gerçek şu ki…diğer yarı diye bir şey yok. Bir mitoloji diğer yarının seni tamamlayan kişi olduğunu söyler. Bir puzzle gibi birbirinizi bütünlemeniz gerekir.

Eğer tanrıya inanıyorsanız zaten bu hikaye size anlamsız gelecektir. Eğer inanmıyorsanız muhtemelen hikayenin sizin için bir önemi olmaz. Ama nasıl bakarsan bak hikayenin tanıdık gelen ortak bir konusu var. En azından bana. Belki sana da. O da şu: insan ne yaparsa yapsın kendi puzzlelında hep birkaç parça eksik kalıyor.

Düşün ki hayatının en mutlu anının içindesin. Belki yanında en sevdiğin insanlar var. Sonsuzluğunu paylaşacağını düşündüğün kişi olsun mesela. Sürekli seni yoklayan bir his, sana sürekli bir şeylerin eksik olduğunu anlatmaya çalışmıyor mu?

Teorilerime göre o his hüzün. İnsanlık hayatı boyunca bir şey aradı. Yüzyıllar geçtikçe o şeye yaklaştığını sandı. Ama yanıldı. Evrenin sırrı onun nasıl oluştuğuyla ilgili değil. İnsanın kendini evren içinde nereye koyduğuyla ilgili. Çünkü sen evrenin bir parçası değilsin. O senin bir parçan. Bu da seni o yola çıkarıyor. Hüzünle kesişiyorsunuz.

Bir teorim daha var. İlk teorinin devamı bir teori. O da şu: tüm evren bir ruhun hissettiği hüzünle dönüyor. Her defasında farklı bir ruh bir hüzün denizinde boğuluyor ve bunu diğer ruha iletiyor. Seni tamamlayan bir ruh değil. Bu his oluyor. Ve bu kelebek etkisi durmadan devam ediyor. Bu tıpkı birbirine çarpan bilardo topları gibi. Ama daha çok yoruluyorsun. Yaş aldıkça bu hissin bir önemi kalmıyor. Hasar kontrolü böyle bir şey. Sen yaş alıyorsun ve elinde kalanlarla devam ediyorsun. Çünkü o his daha az yorulan birine geçiyor.

Başka türlü olamaz.

Bugün hastanede elleri titreyen adamın gözlerinde gördüğüm şey buydu. Ve içtenlikle gözlerimi kapayıp sonra açtım. Dedim ki hüznünü alıyorum. Ve onunla buraya iz bıraktım.

İz bırak.