Gece / Öykü

0
68
Gece / Öykü

Bir çok çaresizlik biliyorum. Sanırım birkaç tanesini gördüm. Birinde dünyanın hiçbir dili sana ses olamadı. Hiçbir iletişim yolu seni anlamama yetmedi. Denemeyi hiç bırakmadım. Sesler yoksa ellerim var. Ellerim yoksa kalbim. Var dimi?

Şimdi hiçbir şeyden emin olamıyorum. Dünyanın bütün dağları, okyanusları, çölleri bana hiçbir şey ifade etmiyor. Çünkü diğer çaresizliğimde seni iyileştirmeye gücüm yetmedi. Hiçbiri yanımda olmadı. Bu kez deneyebileceğim bir yol yoktu. Bıraktım o yüzden. Yada hiç başlamadım. Hangisi bilmiyorum.

Bütün gece dolu bir ay`a baktım. Üşüdüm. Sesler dinledim. Dinlemek zorundaydım. Acı. Açlık. Yada hissizlik. Ne bileyim. Bulutların arasında bir görünüp bir kaybolan ay. Nereye gidip geliyorsun anlat bana. Nasıl bu kadar aynısın? Hergün yeniden aynı yerden aynı yere? Hız. Zaman. Yaşam. Ne bileyim. Ben ne zaman böyle oldum? Sen ne zaman gittin? Nasıl kalmanı sağlayamadım?

Korkuyorum. Çünkü yine aynı his. “kalpte asla doldurulamayacak bir boşluk vardır.”

Katlanmakla yetememek arasında bir yerde kayboldum. Yıldızları izleyerek mi geri dönecektim? Peki neredeler? Hiç yıldız yok.

Katlanamıyorum. Çaresizliğe. Güçsüz oluşlara. Göz göre göre kaybetmeye. Yetemiyorum. Kendime. Hastalıklı bir ruha. Sana.

Ulaşamıyorum. Koşmaktan yoruldum. Neyse işte.

Ertesi gece yine uyuyamadım. Yine geceye koştum. Gökyüzünde bir dolu yıldız. Biri kaydı. Hiç olmayacak bir şey diledim bile bile. Belki yeniden seni hissedebilirim diye. Seninle ilgili mevzular derin. Yine hissedemedim ya neyse. Uyuyamadım bir türlü. Bir ben zaten. Bir de karşı gecekonduda tek başına yaşayan o yaşlı adam. Ondaki mevzularda derin. Sigara içiyor boğazına inat. İki gecede bir de rakısı var. Bir de bir köpek var ona eşlik eden. Evsiz ama kimsesiz değil. Köpek yani. Adamın da evi var ama kimsesi yok belli. Yada benim hiçbir şeyim yok bir dolu hüznümden başka. Hüzün hüzünü tanıyor galiba. Belki ondan böyleyim. Dedim ya neyse. Neyse.