Ey Dost!

0
111
Ey Dost!

Ey dost! *

“Şu ellerin taşı hiç bana değmez.

İlle dostun bir tek gülü yaralar beni.”

Attığın güle dayanamazken ben…

Hâra hasret bıraktın beyt-i dili sen.

Duy istedim yüreğimdeki acıyı.

Hatırı için hakikatin, katlandığım sancıyı.

Muharreme düşürdün muhabbet asrımı.

Kerbelâ’ya çevirdin gönül kasrımı.

Unuttun ağlamayı.

Ve ağlayanı anlamayı…

Gözün açık.

Fakat görmüyor basiretin.

Heyhat!

“Ağlayabilseydin, anlayabilecektin.”

* Yaralanan dostluklara ve hâlden anlamaz bîvefa dostlara ithaf…

PAYLAŞ
Önceki İçerikEbru Malzemeleri
Sonraki İçerikMektup / Öykü
Osman Çetinkaya
Okumayı, yazmayı, sohbet etmeyi ve sükûneti seven bir eğitimciyim. Edebiyata, babamın üç bin nüfuslu küçük kasabamızda ayda bir yayınlamaya çalıştığı yerel gazete vesilesiyle ilgi duydum. Babamın ve dostlarının bu mütevazı gazetede çıkan yazılarını okuyup anlamaya çalıştığımda ilkokuldaydım. Takvimler seksenli yılları gösteriyordu. Gazetenin kâğıt ve mürekkep kokusunu halâ hatırlıyorum. Ortaokul ve lise yıllarımda duvar gazeteleri hazırladım. Otuz yıl önce başlayan tutkum devam ediyor. Özellikle roman, hikâye, biyografi ve hatıra türünde eserleri altını çizerek ve not alarak okuyorum. Eğitim, insan, aile ve toplum içerikli yazılar yazmaya çalışıyorum.