Küçükken hep ‘eşsiz’ bir kız olmayı hayal ederdim.

Benzersiz manasında yani, evren onu mecaz algıladıysa demek ki…

Ondan diyorum bu yalnızlık.

Hayır hayır, şikâyet etmiyorum, aslına bakarsan seviyorum bile bu özgürlüğü.

Yine de dilimden düşüremiyorum.

Ben de nasıl bir çocukluk geçirdiysem artık, bilinçaltımın kafası bir milyon.

Hatırlayıp güldüğüm şeylerden biri de ‘Meksikalı fotoğraf çektirmek’

Ciddiyim.

Şöyle yani, ben o vesikalık fotoğraf olayını yanlış anlamışım da biraz, bir miktar…

Ne var canım bunda bu kadar gülecek, çocukluk işte.

“Annemle Meksikalı fotoğraf çektirmeye gidiyoruz” diyerek ayrılmıştım bir defasında mahalle arkadaşlarımdan.

Mahallede büyüdüm ben ya, ötesi var mı?

İyi ki de büyüdüm, bugün ne kadar hikâyem varsa hepsi mahalleden kalma.

Bir de şey takılıyor kafama, hadi ben onu Meksikalı anlıyordum da, herkes mi öyle anlıyordu?

Bir Allah’ın kulu da yavrum evladım çocuğum diyerek uyarmaz mı insanı?

Neyse, olan oldu artık.

Hem bak fena mı, bana düşündükçe eğlenecek bir şey çıktı.

Belki biraz da size…

Siz diyorsam, mesafe koyduğumdan değil hani, çoğul hayal ettiğimden.

Tamam tamam, bitiriyorum.

Daha gidip metroda yakışıklı bir erkeğin bana yer vermesini dileyeceğim…

PAYLAŞ
Önceki İçerikHaydi!
Sonraki İçerikBıraktım
Avatar
Eserse yazıyor… Bazen çok da iyi yazıyor. Belki biraz megaloman, yine de sevilesi. Biraz naif, biraz komik, belki biraz da safderun… Her şeye rağmen yaşamayı seviyor. Evet, her şeye…