Belki De İlerdedir Yaşanacak Günlerin En Güzelleri… / Nazım Hikmet

0
7166
Belki De İlerdedir Yaşanacak Günlerin En Güzelleri… / Nazım Hikmet
Belki De İlerdedir Yaşanacak Günlerin En Güzelleri… / Nazım Hikmet

İlerde görecektik o güzel günleri ya da umutla bekleyecektik alnımızda yazılı kaderi. Gelip uzun uzun öpecekti hayat belki ya da bize çelme atıp düşürecek, elimizden tutup kaldıracak ve tekrar düşürecekti. Biz yorulmaktan yorulacak hayat ise devam edecekti. Hayat böyledir işte acımasız, yüzsüz…

Nazım’da böyleydi bir nevi. “Romantik devrimci” diyorlardı ona. Fikirleri yüzünden neredeyse bütün hayatı hapiste ve sürgünde geçmişti. Yaşadığı hayat boyunca birçok sıfat sığdırdı kendine. Oyun yazarı, şair, romancı, anı yazarı… Fakat yılmadı. Hapiste de olsa ismini değiştirip yazmaya devam etti. Türk edebiyatına serbest nazım ölçüsünü getirdi. Bu hırs ve edebiyat aşkı ile yanan yüreği ulusal bir üne kavuşmasına neden oldu ve 20.yüzyılın en gözde şairi olma şerefine nail edildi. Şiir yazarken yazıları içine sığmadı taştı, gelişti, hamdı olgunlaştı ve yeni kalıplar bulmaya başladı. Sovyetler Birliğinde olduğu yıllar arasında arayışları doruk noktasına çıktı ve Türkçe’nin ana özellikleri ile bir ahenk uyumu içinde olan “serbest nazım ölçüsü” nü buldu.

1925 yılında yazdığı şiirlerden dolayı birçok defa yargılandı Hikmet. Hatta orduyu ayaklanması için kışkırttığı gerekçesiyle 28 yıl hapsi istendi.
1925 yılında yazdığı şiirlerden dolayı birçok defa yargılandı Hikmet. Hatta orduyu ayaklanması için kışkırttığı gerekçesiyle 28 yıl hapsi istendi.

Dava ve yaşadığı sürgünler hakkında biraz bilgi verelim; 1925 yılında yazdığı şiirlerden dolayı birçok defa yargılandı Hikmet. Hatta orduyu ayaklanması için kışkırttığı gerekçesiyle 28 yıl hapsi istendi.  Bursa, Ankara, İstanbul 12 yıl da bu şehirlerde hapis yattı. Neredeyse tüm yaşamını kodeste geçirdi bu usta şair. Yılmadı, durmadı, durdurulamadı. İsmini değiştirdi yine yazdı içindeki duyguları. İnsanlara gerçeği göstermek içindi bunca çabası. Af ile kavuştu özgürlüğüne. Yeniden yargılanacaktı ki yurt dışına kaçmayı tercih etti. Bu tercihinden sonra ise ne yazık ki Türk vatandaşlığından çıkarıldı fakat şunu bilmiyordu Nazım Hikmet; 58 yıl sonra tekrar Türk vatandaşlığına alınacaktı. Olsundu. O yine de umudu yitirmedi. Yurt dışında birçok yerde konferans düzenledi konuşmalar yaptı. İnsanları bilinçlendirmek adına kendi kimliğini hiçe saydı.  Savaş ve emperyalizme karşı olan eylemlere katıldı. Durmadı… Radyo programcılığı yaptı. Kimse onu durduramadı. Kendi düşüncesine odaklanmış, kimseyi gözü görmeyen, karşısındaki engellere rağmen yeniden ayağa kalkmayı başaran bir sanatçı vardı karşılarında çünkü. Ölümünden çok sonra birçok eseri bestelendi, hafızalara kazındı. Ölümünden önce yayımlanan ve ölümünden sonra yayımlanan çok fazla eseri vardır Hikmet’in. İşte bu büyük ustanın ölümü aniden geldi ona. 3 Haziran 1963 sabahında gazetesini almak için çıktığı 2. Kattan aşağı indi ve tam gazetesine uzanacakken ani bir kalp krizi ile yumdu hayata gözlerini. Ve daha önce de bahsettiğimiz gibi 58 yıldan sonra 2009’da Türk Vatandaşlığına geri alındı. Böylece kalplerimizde onun eserleri, kulağımızda besteler, hafızalarda usta bir şair olarak kaldı Nazım Hikmet Ran…

PAYLAŞ
Önceki İçerikNeredeydin Dün Gece
Sonraki İçerikAndroidler ve Gelecekteki Robotlar Üzerine Röportajımız Devam Ediyor
İrem Başaran
İstanbul doğumlu.İstanbul Aydın Üniversitesi Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği bölümüne gitti fakat edebiyat sevgisi yüzünden bıraktı. Tam bir yazma tutkunu. Sanatın resim, müzik ve edebiyat dallarına ilgili. Amatör baterist.