amansız bir gökyüzü yetiştirirdin aşkta
mevsimlerinde göçlerini unuturdu kuşlar
uçurum kenarlarına bir yağmurun habercisi olarak
gelirdin,
geldiğin yerlerden bahar kokulu incelikler getirirdin.
şehrine girer seni sorardım
kuşlar gözlerini buluştururdu
sokaklar ile
ve bir baharın menevişli hatırası
sarıp sarmalardı.
bilincindeydi toprak ile gökyüzü arasındaki
suya bile direnen nesneler
bir şiirin mısrasından bir filmin şeridinden
seni sevdikçe örüldüğünün.
şimdi
gör ve dinle
ateşini suyunu toprağını
sonra yaşa ve anla
her şeyin sevmek olduğunu.