Adını ilk kez duyanlara efsanevi bir fısıltı gibi gelen Efes (Ephesus), birçokları içinse dünyanın en önemli ve ünlü antik kentlerinden biri. Zengin geçmişine binlerce insanı, anıtı ve efsaneyi sığdıran Efes, günümüzde de popülerliğini koruyor. Coğrafyasının sağladığı ayrıcalıklı liman sayesinde gelişen Efes, gitgide büyümüş ve kalabalıklaşmış. Öyle ki bir dönem nüfusunun 200.000’i aştığına inanılıyor. Dünyanın Yedi Harikasından biri olarak kabul edilen Artemis Tapınağı, Efes’in asırlarca ziyaretçi akınına uğramasını sağlamış. Bu tapınağın önemini yitirmesinin ardındansa Efes’e eski şaşaalı günlerini Meryem Ana geri vermiş. Günümüzde de görkeminden ve çekiciliğinden hiçbir şey kaybetmemiş olan Efes, dünyanın en  ünlü antik kentleri arasında kabul ediliyor.

Celsus Kitaplığı
Celsus Kitaplığı

Yaban Domuzunun Peşinden

Böylesine etkileyici bir kentin kuruluşuna dair değişik söylenceler üretilmiş. Kimi araştırmacılara göre Efes, Atina Kralı’nın oğlu Androklos tarafından kurulmuş. Bu hikayeye göre Androklos, yeni bir kent kurmak için yer arıyormuş. Ancak bu tip önemli kararlar, o zamanlarda kahinlere danışılarak alınırmış. Androklos da geleneğe uymuş ve kahine danışmış. Aldığı yanıt çok ilginç, bir o kadar da anlaşılmazmış. Kahin, kentin yerini bir balığın işaret edeceğini ve bir yaban domuzunun yol göstereceğini söylemiş. Kahinin bu garip kehanetine pek anlam veremeyen Androklos ve yoldaşları, yollarına devam ederek uygun yer aramaya devam etmişler. Yine uzun bir yolculuğun ardından mola vermek üzere kamp kurmuşlar ve yakaladıkları balıkları pişirmek üzere ateş yakmışlar. Tam bu sırada balıklardan biri otların arasına sıçramış, oradaki bir yaban domuzu da balıktan korkarak koşmaya başlamış. Olayı gören Androklos kahinin sözlerini anımsamış. Hızla yerinden kalkıp atına atlamış ve domuzu takip etmiş. Okuyla domuzu öldürdüğü yere kentini kurmuş. Bu söylecenin yanı sıra, Androklos’tan önce kentin bir Amazon tarafından kurulduğu da anlatılan bir diğer söylence. Ephesus, bu yiğit savaçı kadınların kraliçelerinden birinin adıymış. O dönemde Amazon kraliçelerinin isimlerinin kentlere verilmesi yaygın bir gelenekmiş. Diğer örnekler arasında yer alan Smyrna (İzmir) ve Pitane (Çandarlı) da isimlerini Amazon kraliçelerinden almış.

Celsus Kitaplığı
Celsus Kitaplığı

Efes’in Mirası

İlk kuruluşundan beri birkaç kez yer değiştiren kent sonunda, bugün bizi görkemli kalıntıları ve hayret verici eserleriyle karşılayan yere taşınmış. Yüzyıllık yalnızlıklarını bir kenara bırakarak gezginlere yoldaşlık etmek istercesine, uzanıp giden sütunların çoğu Roma egemenliği zamanından kalma. Arkadiane Caddesi olarak bilinen ve ziyaretçilerini masalsı bir zaman tünelinden geçirerek Büyük Tiyatro’ya ulaştıran cadde, MÖ 5. yüzyılda kandiller ve meşalelerle aydınlatılıyormuş. Sadece bu aydınlatılmış caddeyi hayal etmek bile  Efes’e ve Efeslilere karşı hayranlık uyandırıyor. Antik sütun gölgelerini takip ederek ulaşılan Efes Tiyatrosu tam anlamıyla bir Antik Çağ armağanı. 24.000 kişilik kapasitesi ve  mimarlık harikası oturma düzeniyle bu anıtsal tiyatro, günümüzde de sanatsal işlevine, konserler, tiyatrolarla ve gösterilerle devam ediyor.

Celsus Kitaplığı
Celsus Kitaplığı

Tiyatronun en üst sıralarında, sahne binasının üzerinden Efes’in antik limanı görülebiliyor. Her ne kadar liman, Menderes Nehri’nin alüvyonları ile dolmuş olsa da eskiden deniz olan alan kolaylıkla ayırd edilebiliyor. Tiyatronun ardından mermer kaplı bir başka cadde, ziyaretçileri bir zamanların politik tartışmalarının çınladığı, ateşli pazarlık seslerinin yükseldiği agoraya ulaştırıyor. Agoraya komşu olan ve Celsus Kitaplığı olarak anılan yapı, Efes’in en önemli simgesel yapılarından biri. Efes’e çok emeği geçen Vali Celsus’un anısına, oğlu tarafından yaptırılan bu kitaplığın altında valinin mezarı da bulunuyormuş. Kentin diğer önemli caddesi olan Kuretler Caddesi de ünlü yapılara ev sahipliği yapıyor. Bu sebeple günün her saatinde, dünyanın pek çok yerinden gelen turistlerin oluşturduğu kalabalıkları ağırlıyor. İmparator Hadrianus adına yapılmış zarif tapınak, süslemeleri ve kentin kuruluş efsanesini anlatan kabartmalarıyla hayranlık uyandırıyor. Tapınağın kemerinde yer alan  kentin koruyucu tanrıçası Tykhe’nin kabartması, sanki geçen yıllara inat, hala koruyor sevgili Efes’ini. Yamaç Evleri, Efes’in son zamanlarda kazılan ve pek çok değerli buluntunun gün ışığına çıkartıldığı bir alan. Rengarenk fresklerin ve ince işçilikli mozaiklerin yanı sıra, burada ortaya çıkartılan bronz, fildişi ve mermer heykelcikler Yamaç Evleri’nin zenginliğine dair ipuçları veriyor.

Celsus Kitaplığı
Celsus Kitaplığı

Efes’in gösterişli ev hayatına tanık olduktan sonra yol, hamamların, aşk evi olarak anılan yapının ve kamu binalarının kalıntılarının içinden geçerek Traianus Çeşmesi’ne ulaşıyor. Bir başka anıtsal çeşme olan  Domitianus Meydanı’ndaki  anıtsal Pollio Çeşmesi’nin kalıntıları suyun, bu kent için ne kadar önemli olduğunu düşündürtüyor. Herakles (Herkül) Kapısı olarak adlandırılan kapı, adını üzerindeki Herakles kabartmalarından almış. Kentin diğer ana kapısı olan Magnesia Kapısı’na doğru ilerlerken Prytaneion karşılıyor ziyaretçileri. Kentin ölümsüzlüğünü simgeleyen ateşin hiç durmadan yandığı bu yapıda, zamanında salonun çevresinde tanrı ve imparator heykelleri dururmuş ve bir görevli bu ateşin hiç sönmeden yanmasını sağlarmış. Buradaki kazı çalışmalarında, bugün Efes Müzesi‘nin süsleyen Artemis heykelleri gün ışığına çıkartılmış. Efes geziniz sırasında görülmesi gereken diğer kalıntılar arasında odeon (küçük tiyatro), yukarı agora, gymnasion ve Magnesia Kapısı da bulunuyor.

Efes Ana Cadde
Efes Ana Cadde

Meryem Ana Evi

Efes’i dünya çapında ünlü bir merkez haline getiren bir diğer yer ise el değmemiş çam ormanlarının arasındaki Meryem Ana Evi. Her ne kadar tarihsel bir kesinlik yoksa da Meryem Ana’nın Kudüs’ten ayrıldıktan sonra Efes’e geldiğine ve bu evde yaşadığına inanılıyor. Bu evin keşfedilmesinin hikayesi oldukça ilginç. Almanya’da yaşayan bir rahibe olan Catherine Emmerich, Meryem Ana’nın yaşadığı evi rüyasında görmüş ve tüm ayrıntıları ile çevresindekilere anlatmış. Araştırılmalar sonucunda buradaki yıkık ev bulunmuş.1892 yılında hac merkezi olarak kutsanan ev, daha sonra değişik tarihlerde papalar tarafından ziyaret edilerek dini merkez niteliği kazanmış.

Efes Ana Cadde
Efes Ana Cadde

Dünyanın Yedi Harikasından Biri

Efes’in ününe ün katan yapılardan biri de Tanrıça Artemis’e adanmış anıtsal bir tapınak. Dünyanın Yedi Harikasından biri olarak tanınan bu tapınak, tamamıyla mermerden yapılmış. Antik kaynaklara göre tapınak, sanki mermer bir sütun ormanını andırıyormuş. İyon düzeninde inşa edilen tapınağın 127 sütunu varmış, hatta bazı sütunların üzerinde mitolojik kabartmalar varmış. Bu kadar ince işçilikli bir yapının yapımı,  elbette uzun sürmüş. Öyle ki antik yazarlardan Yaşlı Plinius, bu tapınağın 220 yılda inşa edildiğini yazmış. MÖ 6. yüzyılda yapımına başlanan tapınak birçok defa yanmış, yıkılmış; ama her seferinde Efeslilerin çabasıyla yeniden yapılmış. Günümüzde eski, görkemli günlerini arayan Artemis Tapınağı’nın pek çok parçası, anavatanından çok uzakta Londra’daki Britanya Müzesi’nde (British Museum) sergileniyor.

Efes Müzesi
Efes Müzesi

UNESCO’nun Son Gözdesi

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı‘nın (UNESCO), 2015’in Temmuz’unda  yapılan 39. Dünya Miras Komitesi Toplantısında Türkiye’nin iki alanı daha Dünya Kültür Mirası Listesine eklendi. Almanya’nın Bonn kentinde gerçekleştirilen toplantıda Türkiye’nin listede bulunan kültürel varlıklarının sayısı Efes antik kenti ile Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri’nin eklenmesiyle 15’e yükseldi. .

Bonn’daki toplantıya kadar Türkiye’den, Boğazköy’deki Hattuşa, İstanbul’un Tarihi Alanları, Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, Nemrut Dağı, Antalya’daki Xanthos ve Letoon antik kentleri, Safranbolu, Troya antik kenti, Selimiye Camisi ve Külliyesi, Çatalhöyük, Bergama, Cumalıkızık, Pamukkale ve Kapadokya UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyordu.

Efes Müzesi "Artemis Heykeli"
Efes Müzesi “Artemis Heykeli”

UNESCO tarafından listeye alınan alanlar, toplumların ve hükümetlerin gözünde  farkındalık kazanırken, bu alanların turizm bilinirliği artıyor. Böylece buraları ziyaret eden yerli ve yabancı turist sayısında artış sağlanıyor. Söz konusu listede yer almanın diğer kazançları arasında yerli halk tarafından sahiplenme ve yerel ekonomiye katkısı da önem taşıyor. Üstelik bu alanların korunması için UNESCO tarafından finansal bir destek sağlanabiliyor.

Artemis Heykeli
Artemis Heykeli

Listede yer alan alanların korunması ve olası hasarların giderilmesi amacıyla ayrılan bir fon bulunuyor. Belirlenen koruma kurallarına uymayan alanların UNESCO tarafından listeden çıkartılabiliyor olması, yerel yönetimlerin bu alanları uygun şekilde korumasına özen göstermelerini sağlıyor.

Artemis Heykeli
Artemis Heykeli

UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesinde de yer alan Efes antik kentine yapılacak gezilerde Artemis Tapınağı, Meryem Ana Evi, Yedi Uyurlar Mağarası, Selçuk Kalesi, Aziz Yuhanna Kilisesi, İsa Bey Camisi, Efes Müzesi ve Şirince Köyü’ne de zaman ayırmayı unutmamak gerekiyor.

 

 

Artemis Heykeli
Artemis Heykeli
Efes Müzesi
Efes Müzesi
Hadrianus Tapınağı
Hadrianus Tapınağı
Herakles Kapısı
Herakles Kapısı
Nike Kabartması
Nike Kabartması
Selçuk Kalesi
Selçuk Kalesi
Selçuk Kalesi
Selçuk Kalesi
Şirince "Geleneksel Mimari"
Şirince “Geleneksel Mimari”
Şirince
Şirince
Yamaç Evler
Yamaç Evler

5 YORUMLAR